tasarımcı
Ece YALIM
Ece Yalım Design Studio

Geleceğin ofisleri her bireyin kendi potansiyelini ortaya koymasına izin vermek için daha fazla özgürlük gerektirecek. Kuralı ise “kuralsızlık” olacak.

verimliliği sağlayan unsurlar

Bugün yaşamımızda verimi, motivasyonu artırmak, zamanı doğru kullanmak adına eskilere hiç de benzemeyen pek çok şey söylenip yazılıyor. İnsanlara yaşadıkları alanları, ürünleri tasarlayıp başarı kaydetmek istiyorsanız, onlarla doğru iletişim kurmak adına bugünün görüşlerini, eğilimlerini takip etmek, anlamak, yorumlamak gerekir. Tüm araştırmalar; yalnızca analitik olmak yerine, insan olgusuna, davranış biçimlerine duygusal yaklaşımların daha olumlu sonuçlar vereceğini vurguluyor.

Kişiden çalışma ortamında yüksek verim ve doyum bekleniyorsa, bu noktada onun öğrenebilmesi ve yaratıcı olabilmesi için çalışma ortamında kendi seçimlerini yapabiliyor ve kendi kararlarını verebiliyor olması onun en doğal ihtiyacı. Bugün, modern ofis yaşamında, dışarıdan gelen ödüllendirmenin çalışan üstündeki olumlu etkisi hakkındaki genel inanış değişmiş, onun yerine çalışanın içsel motivasyonu önem kazanmış durumda.

Motivasyonu sağlamak adına ofis ortamlarında tercih edilen bu yeni yaklaşım gerek çalışma saatlerinde gerek dinlenme aralarında olsun, oturup dinlenme, sosyalleşme, rahatlama hatta kendine zaman ayırma imkanı sağlarken bir taraftan da formal olmayan, dinamik, alternatif çalışma alanları talep ediyor. Kişinin bireysel çalışmasına olanak tanıyacağı gibi seçtiği takım arkadaşlarıyla da paylaşabileceği, yeri geldiğinde ofis dışından gelecek bireyler ile verimli çalışmalar yapma imkanı sunan alanlar, ürünler, sistemler tanımlamak gerekiyor. Bir kişiye bir tek masa artık çözüm olmayacak noktada.

İnsanlara yaşadıkları alanları, ürünleri tasarlayıp başarı kaydetmek istiyorsanız, onlarla doğru iletişim kurmak adına bugünün görüşlerini, eğilimlerini takip etmek, anlamak, yorumlamak gerekir.

öngörülen değişimler

Hızla değişen ortamın ve küresel mega trendlerin farkında olmak, çağdaş ve yakın gelecekte ortaya çıkacak çalışma alışkanlıklarını ve insan davranışlarını incelemek, geleceğin ofis tasarımında başlangıç noktası olacak. Baş döndürücü hızda gelişen teknolojik gelişmelerden doğrudan etkilenen yeni neslin alışkanlıklarını araştırmak ve analiz etmek önem kazanacak.

Daha dışa dönük ve kendilerini geliştirmeye açık olan bu gençler, alternatif iletişim olanaklarının desteğiyle ofis dışında daha fazla zaman harcıyor. Geçmişte çalışanlar kişisel farklılıklarını bastırıp çalışma saatlerine ve çalışma ortamlarına uyum sağlayarak tüm zamanlarını masalarında geçiriyordu. Geleceğin ofisleri her bireyin kendi potansiyelini ortaya koymasına izin vermek için daha fazla özgürlük gerektirecek. Kuralı ise “kuralsızlık” olacak.

Baş döndürücü hızda gelişen teknolojik gelişmelerden doğrudan etkilenen yeni neslin alışkanlıklarını araştırmak ve analiz etmek önem kazanacak.

İster mevcut ihtiyaçlara cevap vermek olsun ister çalışma koşulları sunmak… Hangisi seçilirse seçilsin amaç aynı: Kullanıcı deneyimini hem fiziksel hem de duygusal olarak daha iyi bir seviyeye yükseltmek. Temel düzeyde iş yerleri sağlıklı ve güvenli, ancak aynı zamanda stres içermeyen ortam sunması için iyi tasarlanmış olmalı. Çalışma alanında fiziksel ve duygusal esenliğe özen gösterilmeli. Biyofili, bu amaca ulaşma araçlarından biri olacak.

Giderek artan nüfusa sahip, kaynakları hızla tükenen bir dünyada, tasarım mesleğiyle uğraşan hiç kimsenin sürdürülebilirlik konusuna “hayır” deme lüksü yok. Bu nedenle, sadece güzelliğin peşinden gitmeden önce tasarımlarda iyi bir hikaye ortaya koymaya çalışmak ana mesele olacak. Uzun kullanım ömrü düşüncesiyle zamansız tasarım diline sahip ürünler, maksimum sonuç için minimum malzeme miktarı diğer önemli konular olacak.