Selçuk Avcı | izlenimler

Avcı Architects

World Architecture Festival 2018 | Projenin öne çıkan özellikleri

WAF’a Kongo’nun Brazzaville şehrinde yaptığımız kongre oteli ile katıldık ve “Hotel and Leisure” kategorisinde kısa listeye alındık. Seçilen projenin ana içeriği bir kongre merkezi ve kongre merkezine hizmet veren 200 yatak odalı bir otel. Projenin enteresan tarafı hem African Union kongre merkezinin, hem de resort hotel olarak işleyecek bir otelin olması. Bu otel, aynı zamanda kongreye gelecek Afrika cumhurbaşkanları ve başbakanlarını da barındıracak bir otel. İçinde 4 presidential suit olan 1000 kişilik banquet salonuna sahip. Yanında da 500 kişilik bir kongre salonu ve avlularla ayrılan değişik kamusal alanlar bulunuyor. Bunların en önemlisi, cumhurbaşkanlarının toplandığı bir başkanlar salonu ve dairesel bir formatla çizdiğimiz bir toplantı salonu. 70 civarında cumhurbaşkanının bir araya gelip Afrika çerçevesinde aldıkları kararları tartıştıkları bir alan. 

Bu aynı zamanda direkt olarak otel yapısına bağlanıyor, otelin içerisindeki banquet salonu da cumhurbaşkanlarına hizmet veriyor, cumhurbaşkanlarının “entourage”ları da aynı otelde kalıyorlar ve kongre süresince bu kompleks bir bütün olarak çalışıyor. Kongre dışındaki zamanlarda otel bir resort olarak işlev görüyor. Tatil yapmak isterseniz ya da Brazzaville’de kalmak istiyorsanız, biraz şehir dışında olsa bile nispeten şehre yakın olan nitelikli bir otel olarak şehre hizmet veriyor. Bu projenin enteresan tarafı, hem yüksek düzeyde insanları barındırması, aynı zamanda kamusal toplanma alanları olması ve otelle doğrudan bir ilişkisi olması. Bence kamusal kullanıma hizmet eden bir otel olarak çalışıyor olması bu projeyi ilginç kılıyor.

İzlenimler

Projenin jüri tarafından en enteresan görülen tarafı, bu coğrafyada, bu kaliteye ve özelliklere sahip otelin nasıl oluşabildiği. Bu binanın Türkiye tarafından teşvik edildiğini ve inşaat malzemelerinin birçoğunun yine Türkiye’den geldiğini anlattık, bunu çok enteresan buldular. Ayrıca bu bölgedeki iklim şartlarıyla, kültürel taraflarıyla nasıl ilişkilendirildiğini sordular. Sonuç ne olursa olsun böyle bir çerçevede, böyle bir oluşuma dahil olmamız ve bu seviyede kaliteli projelerle bir arada olmamız bizi sevindirdi.

WAF’a ilk defa geliyoruz ve nasıl bir etkinlik olduğunu ilk defa keşfediyoruz. Benim açımdan biraz Venedik Bienali’ne benzeyen çok öğretici bir tarafı var. Çünkü dünya çapında nitelikli mimarlar ve işverenler tarafından yapılmış projelerin konsantre bir şekilde bir araya geldiği bu ortamda çok şey öğreniyor ve birçok deneyimle karşılaşıyorsunuz. Bizi besleyen bir süreç bu. Aynı zamanda dünyanın birçok yerinden gelen mimarlarla bir fikir alışverişi ortamı oluşuyor ve buradan bir şeyler öğrenerek çıkıyorsunuz. Buraya uygun projeler yapabilirsek ki öyle gözüküyor, gelecek senelerde yine katılacağımızı umuyorum. Yine Afrika’da; Benin’de, Nijer’de şu anda yaptığımız birkaç proje var ve bunları önümüzdeki senelerde WAF’a sunacağımızı düşünüyorum.