C. Abdi Güzer | kritik

World Architecture Festival 2018

Mimarlık ofislerinin belli bir para ödeyerek katıldığı toplu sunum ortamları ya da ödül programlarına genel olarak bir mesafe ile yaklaşıyorum. Bir başka deyişle ortamda öne çıkan projelerin önerilmesinin ve seçimlerinin bağımsız bir jüri, eleştirmenler ya da üçüncü kişiler yerine doğrudan o projenin sahipleri tarafından yapılması gerçek anlamda bir eleştiri ve değerlendirme geleneği ile örtüşmüyor. Ödül kavramının pazarlama süreçleri ile bütünleşik bir olgu haline gelmesi buna bağlı olarak ödül sayılarının ve ödül veren kurum ya da kuruluşların artması ödüllerin değerlerine yönelik bir aşınma getiriyor. Bu pazarlama odaklı ödül programlarının çoğunda katılım ya da aday gösterme süreçleri kadar jüri ya da değerlendirme süreçleri de kurumsal bir oluşumu temsil etmiyor. Tersten gidildiğinde de bu ortamların sağladığı medyatik destekle öne çıkan ya da çıkartılan projeler aynı dönemde çeşitli nedenlerle özgün bazı değerleri temsil eden başka projelerin gözden kaçmasına, üzerlerinin örtülmesine neden olabiliyor. Öte yandan bu durum bu tür programlara katılan projelerin niteliksiz ya da değersiz olduğu anlamına da gelmiyor. Birkaç senedir üst üste katılma ve izleme şansı bulduğum WAF (World Architecture Festival) toplantıları ise özünde para verilerek katılım sağlanan bir sergi ve ödül programı olmanın yanı sıra bazı özellikleri ile yukarıda vurguladığım saptamanın dışında kalıyor. Öncelikle WAF “Batı” merkezli ve ağırlıklı olmakla beraber dünyanın her yerinden mimarlar ve mimarlık ofislerinin bir araya gelerek birbirlerini izlemeleri ve çok boyutlu bir tartışma değerlendirme ortamına katılmaları için bir zemin hazırlıyor. Bu zemine bir yandan mimarlık ortamında öne çıkan isim ve ofisler, öte yandan genç mimarlar katılıyor. Ödül programından bağımsız olarak WAF; güncel, ayrıcalıklı, nitelikli ofisler tarafından üretilen yeni projeleri bir arada izlemek ve karşılaştırmak için en zengin ortamlardan biri. Benzer biçimde projeler gerek tipolojileri ve işlevleri, gerekse tasarım süreçlerinde belirleyici olan kavramlar esas alınarak sınıflanıyor. Bu, hem yapı türlerine hem de güncel mimarlık tartışmalarına yönelik geniş bir temsiliyet zemini oluşturuyor. Ödül süreçlerinde ise yaşama geçirilen canlı sunum ortamları, bağımsız jüri ve şeffaf değerlendirme süreçleri hem oldukça renkli bir tartışma ve değerlendirme ortamının yaşanmasını hem de ödülün eleştirel bir süreç ile süreklilik buna bağlı olarak da değer kazanmasını getiriyor.

Genel bir resim olarak bakıldığında WAF, jürilerinin arkasında özgün bir düşünce barındıran, çevre ölçeğinden yapım ölçeğine belli bir konuda duyarlılık geliştiren, bağlamsal ilişkileri öne alan, yenilikçi ve araştırmacı projeleri desteklediğini ve klişe üretim süreçleri ile tipolojik yaklaşımlara alternatif olabilecek örnekleri öne çıkarttığını gözlüyoruz. Böyle bakıldığında WAF kendi etkinlik alanı ile sınırlı kalmayan, çağdaş mimarlığa yönelik bir derlemenin de arka planını oluşturuyor. Öte yandan WAF’a yönelik en önemli eleştiri de gene bu derlemenin niteliğine yönelik. Gerek katılım koşulları gerekse ödül programının yapısı katılımın “ana eksen” mimarlık aktör ve yaklaşımları ile kısıtlı kalmasını yerel, marjinal, ana eksen ile entegre olmamış mimarlık araştırma ve denemelerinin görmezlikten gelinmesini getiriyor, özellikle genç ve küçük ofislerin üretimlerinin önünü kapatıyor.

Özetle WAF öne çıkan “ödül” yapısından bağımsız olarak mimarlık ortamı için geniş ve zengin bir buluşma platformu sağlıyor, beyin fırtınası ortamı oluşturuyor. Bu kapsayıcı niteliği gözetildiğinde WAF’ın etkinlik haftası ile sınırlı kalmayan bir değerlendirme ve geri besleme zemini olarak işlevselleştirilmesi farklı yan etkinliklere, akademik yayın ve sürdürülebilir tartışmalara olanak tanıması gerekiyor. Öte yandan WAF benzer ya da alternatif ortamlar içinde tekrarlanabilir bir model sunuyor. Eğer WAF mimarlık ortamı için, kasıtlı ya da dolaylı olarak bir seçkinler kulübü yaratıyorsa, mimarlık ortamının da bunun alternatifi olabilecek açık ve katılımcı oluşumları yaratması ve yaşatması, farklı ortam ve ölçeklerde benzer ve alternatif modelleri işlevselleştirmesi beklenebilir.