Jamie Dwyer
Biomimicry 3.8

Küresel pek çok sorunla karşı karşıyayız. İklim değişikliği, iklime duyarlı tasarım, tüm insanlar için yeterli yiyecek, ulaşım, temiz su… Biyomimikri, tüm bu sorunların çözümüne katkı sunabilir. Yaklaşımımız yalnızca yapabileceğimiz tasarımlar hakkında değil, doğayı sadece bir kaynak olarak kullanmakla kalmayıp, aynı zamanda ondan öğrenmemize fırsat veren bir ilişki kurmamızı (yeniden) sağlayacak davranış ve değerler sistemine (biyomimikri etiği) sahip olmakla ilgili. İnsanlar doğanın bir parçası ve ona olumlu bir şekilde katkıda bulunmalılar.

biyomimetik tasarım

İnsanlar tasarım yapmaya başladığından beri doğadan pek çok şey öğrenmeye devam ediyor, ancak Biomimicry 3.8 için biyomimikri hikayesi, kurucu ortaklarımızdan biri olan Janine Benyus’un 20 yıl önce yayınlanan “Biyomimikri: Doğadan İlham Alınan Yenilik” (Biomimicry: Innovation Inspired by Nature) kitabını yazmasıyla başladı. Şirketimiz kitabın yayınlanmasından kısa bir süre sonra kuruldu. Kurucu ortaklar Janine Benyus ve Dr. Dayna Baumeister, biyomimikri konusunda danışmanlık yapmaya başladı. Başlangıçta, tüketici ürünlerine ve yapılı çevreye odaklandılar. Tüketici ürünlerinin katlanması ve paketlenmesi konusunda danışmanlık yaptılar, firma bu tür projelere devam ederken aynı zamanda biyomimikrinin üretim sürecine uygulanması hakkında da danışmanlık hizmeti vermeye başladı. Doğadan nasıl daha iyi kimya öğrenebiliriz? Üretim hattını nasıl daha entegre hale getirebiliriz ki üretim sadece malzemeleri koyup ürün elde etmekten fazlası olsun? Bunu doğadan öğrenebilir ve üzerine ürünün kullanım ömrü bittikten sonra geri alıp bu malzemelerin döngüye tekrar girmesini sağlama fikrini ekleyebiliriz.

Yapılı çevre için, ilk projelerimiz binanın kendisi üzerineydi; sıcaklık düzenlemesi, bina kabuğu için yeni fikirler, gün ışığı ve ısıtmanın nasıl kontrol edileceği gibi konulara odaklanılmıştı. Ancak son zamanlarda şirketin yapılı çevre çalışmaları gelişti ve bir sonraki aşama biyomimikriyi daha büyük sistemler düzeyinde uygulamak oldu. Binanın da bir sistem olduğunun farkındayım ama “sonraki aşama” sözüyle kastettiğim binadan daha büyük olan kampüs, bölge veya şehir sistemi. Biomimicry 3.8’in biyomimikriyle sistem düzeyindeki çalışmalarını, EPS (Ekolojik Performans Standartları) olarak adlandırıyoruz. EPS, ekosistem işlevselliği için tasarım yapmakla ilgilidir. Dolayısıyla doğadan ilham almak, sağlıklı bir ekosistemin ne yaptığını görmek demektir. Örneğin, yakın zamanda Biomimicry 3.8 olarak Virginia’daki bir mimarlık firmasıyla bir proje gerçekleştirdik. Ekolojik Performans Standartları ile Virginia’da sağlıklı bir ormanın nasıl performans gösterdiğini, hangi sistemin yeni toprak oluşumuna, besin maddelerinin çevrilmesine, su döngüsünün yönetilmesine veya erozyonun azaltılmasına katkıda bulunduğu öğreniyoruz. Bu türden tüm işlevler ekosistem düzeyinde gerçekleşenler. Daha sonra bu hedefleri bir kampüse veya bir master plana veya şehir planlamasına uyguluyoruz. Son proje okul kampüsüydü ve kampüsün sağlıklı bir orman gibi nasıl performans gösterebileceğini araştırdık. Bunu sadece daha fazla ağaç ve çalı dikerek değil, binalar ve tasarlanan peyzajın tıpkı bir orman gibi nasıl işleyeceğini ve ekosistem işlevselliğine nasıl olumlu katkıda bulunacağını inceleyerek yaptık.

İnsanlar sık sık bizim hangi alanda, hangi sektörde çalıştığımızı soruyor. Biomimicry 3.8 herhangi bir sektörde çalışabilir. Organizasyonel gelişimlerini yeniden düşünmek isteyen şirketlerle dahi çalışıyoruz. İnsan kaynakları ekibi veya işlerini biyomimetikten yararlanarak yapılandırmak isteyen yönetim kadrosuyla çalışabiliriz. Firmaların potansiyel ortaklara ulaşmak için stratejilere karar vermesine yardımcı olmak için biyomimikri ilkelerini kullanma konusunda bugüne kadar farklı şirketlerle birlikte çalıştık. Biyomimikri, diğer canlılardan öğrenmeye dayanır ve doğada iletişim kuran, ortaklıklar yapan başka canlılar olduğu için, bu türlerden öğrenebiliriz. Araştırma ekibimiz bu stratejilere, örneğin kuşların nasıl iletişim kurduğuna bakar ve daha sonra bu amaca uygulanabilecek iletişim kalıpları ve temel stratejileri ortaya çıkarabilir.

Gerçek dünyada inşa edilmiş gittikçe daha fazla biyomimikri örneği elde ettikçe, insanlar bu farklı vaka çalışmalarına bakıp biyomimikrinin bir araç olarak kullanılabileceği yerleri görebiliyor. Bu, daha fazla insanın biyomimikri kullanmasına yardımcı olacak.

biyomimikriyle çözülebilecek problemler & sürdürülebilirliğe katkısı

Küresel pek çok sorunla karşı karşıyayız ve biyomimikri bunların herhangi biri için uygun çözüm olabilir. İklim değişikliği, iklime duyarlı tasarım, tüm insanlar için yeterli yiyecek, ulaşım, temiz su… Bunların hepsi büyük, küresel problemler ve bence biyomimikri, Biomimicry 3.8’in yaklaşımıyla tüm bu sorunların çözümüne katkı sunabilir. Yaklaşımımız yalnızca yapabileceğimiz tasarımlar hakkında değil, doğayı sadece bir kaynak olarak kullanmakla kalmayıp, aynı zamanda ondan öğrenmemize fırsat veren bir ilişki kurmamızı (yeniden) sağlayacak davranış ve değerler sistemine (biyomimikri etiği) sahip olmakla ilgili. İnsanlar doğanın bir parçası ve ona olumlu bir şekilde katkıda bulunmalılar. Doğayla yeniden ilişki kurma, sürdürülebilirlik etiği ve elbette biyomimikrinin en belirgin kısmı olan benzetme, yani biyolojiden öğrendiklerimizi kullanarak tasarıma uygulama… Bu üç özellik, Biyomimikri 3.8’in biyomimikriyi öğretirken ve danışmanlık yaparken kullandığı temel unsurlar. Yeni bir ambalaj tasarımına ihtiyacı olan bir firma dahi bize başvursa, çalışma şeklimiz, doğaya ve sürdürülebilirliğe bağlı olma konusunda onlara yeni bir bakış açısı sunar.

Biyomimikri, diğer canlılardan öğrenmeye dayanır ve doğada iletişim kuran, ortaklıklar yapan başka canlılar olduğu için, bu türlerden öğrenebiliriz. Araştırma ekibimiz bu stratejilere, örneğin kuşların nasıl iletişim kurduğuna bakar ve daha sonra bu amaca uygulanabilecek iletişim kalıpları ve temel stratejileri ortaya çıkarabilir.

biyomimikrinin geleceği & projeler

Biyomimikrinin asla ortadan kalkmayacak bir şey olduğunu düşünüyorum. Biyomimikri güçlü bir araç; bu konuda pek çok atölye çalışması düzenliyor ve mesleki eğitim veriyoruz. Programlarımızı tamamlayanlar, yaptıkları her şeye biyomimikriyi bir araç olarak eklemek için heyecan duyuyorlar.  Mimarlar ve endüstriyel tasarımcıların yanı sıra öğretmenler, kimyagerler ve işlerini nasıl yaptıklarını yeniden düşünmek isteyen şirketlerin CEO’larına da eğitim veriyoruz. Biyomimikri büyümeye devam ediyor ancak her tasarım sürecine uygulanabilecek olgunluğa eriştiğini düşünmüyorum. Henüz zirve noktasında değiliz ama bu kavramı uygulayanlar her geçen gün artıyor. Hala biraz örnek olay incelemesi (case study) eksiği olduğunu düşünüyorum. Yeterince insan biyomimikri hakkında bir şeyler duyduğunda ve biyomimikriyi bir araç olarak nasıl kullanabileceğini anladığında, biyomimikri gerçek potansiyeline ulaşacaktır. Şu anda pek çok insan biyomimikri hakkında bir şeyler duymuş durumda ve biyomimikri onlar için bir şey ifade ediyor, ancak biyomimikriyi süreçlerine veya tasarım metodolojisine entegre etmenin ne demek olduğunu bilmiyorlar. Gerçek dünyada inşa edilmiş gittikçe daha fazla biyomimikri örneği elde ettikçe, insanlar bu farklı vaka çalışmalarına bakıp biyomimikrinin bir araç olarak kullanılabileceği yerleri görebiliyor. Bu, daha fazla insanın biyomimikri kullanmasına yardımcı olacak.

Mimarlık geçmişim nedeniyle pek çok mimari ve yapılı çevre projesinde çalışıyorum. Bazı örnek olay incelemelerine baktığımızda; örneğin, San Francisco’daki HOK mimarlık ofisi ile yakın zamanda birçok çalışma yaptık. Birlikte yaptığımız işlerin bir kısmını yer özellikleri raporunu hazırlamak oluşturdu. Kaliforniya ofisiyle farklı biyomları ve ekosistemleri, temelde Kaliforniya sahil bölgesinde bulunan farklı iklim bölgelerini inceledik çünkü HOK pek çok yerel proje yapıyor. 

HOK ekibi için, doğadan öğrendiğimiz tasarım stratejilerini birçok projeye uygulayabilecekleri bazı temel araştırmalar yaptık. Biyomimikriden yararlanarak birlikte Kaliforniya sahili için yer özellikleri raporu hazırladık. Bizim ekibimiz biyoloji araştırması yapıp tasarım stratejilerini tanımlarken onların tasarım ekibi biyomimikri bilgisine dayalı tasarım fikirleri ve kavramları oluşturdu. Bu rapordan çıkan veriler ve fikirler birçok projede kullanıldı. Hatta bu çalışma öylesine başarılı oldu ki bu tasarım stratejilerini binalarının çoğunda kullanmaya devam ediyorlar. Yer özellikleri çalışmasından çıkan örneklerden biri de Central and Wolfe kampüsü. Bu projeye, Kaliforniya sahili için yapılan yer özellikleri araştırmasından doğan fikirlerin bazıları entegre edildi. HOK’la birlikte Doğu Sahili için de bir çalışma yaptık. Bu rapor da Washington, D.C.’de bulunan Birleşik Devletler Sahil Güvenlik Karargahı binasına kaynaklık etti. Bahsetmiş olduğum EPS ile yaptığımız en son proje, Lancaster County Devlet Okulları kampüsü için VMDO adlı mimarlık firmasıyla gerçekleştirdiğimiz okul kampüsü master planıydı.