yeniden kullanım
Uyarlanabilir yeniden kullanım projeleri, eski bir endüstri binasını yeniden işlevlendirmekten, konteynerleri alışveriş merkezine dönüştürmeye kadar birçok farklı şekilde örneklenebilir. Aslında ana konu eski bir yapıyı yeni bir işlevle dönüştürmektir. Uyarlanabilir yeniden kullanım, mevcut bir binaya kapasite-işlev ve performans değişikliğiyle yeni bir amaç sağlayabilir.
Yapı parsellerinin azalması ile birlikte yeni binalar için artan talep mevcut binaların yıkılmasına neden oluyor. Bazı tarihi yapılar ise konumları nedeniyle ticari değeri yüksek olan bölgelerde kalmış ancak fonksiyonlarını yitirmiş olabilir. Bu yapılar ülkenin tarihi ve kültürel değerlerine önemli ölçüde katkıda bulunurlar. Bu nedenle, binaların uyarlanabilir şekilde yeniden kullanımı, yeni alanlara artan talebi karşılayarak ve tarihi binaların prestijini koruyarak yapılı çevrenin yenilenmesinde çok önemli bir rol oynayabilir. Mevcut binaların uyarlanabilir yeniden kullanımını ve sürdürülebilir bakımını teşvik eden strateji ve politikaların başlatılması günümüzde önemli bir konu.
Uygulama sonucu binalar onarılmakla kalmaz, yüklenen yeni işlev de orijinal fonksiyonundan farklı olur. Dolayısıyla uyarlanabilir yeniden kullanım, tadilat değildir. Örneğin, 1890’lı yıllarda depo olarak kullanılmış tarihi bir bina olan Singapur’daki “The Warehouse Hotel” otele dönüşmüştür. Benzer şekilde, Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan eski çelik fabrikası “SteelStacks” isimli sanat ve kültür kampüsüne dönüşebiliyor.
Terk edilen, işlevlerini yitiren yapılar uyarlanabilir yeniden kullanım sayesinde yeniden yaşama katılırlar ve cazibe alanları haline gelme potansiyeline sahiptirler. Bu tip uygulamaların, tarihi yapıların ve tarihi çevrenin korunmasında da önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum. Tarihi veya terk edileni yeniden canlandırmak, işlevlendirmek, tarihi mirası sürdürülebilir hale getirmek, kent hafızasını korumak bu uygulamanın avantajları olarak listelenebilir. Aynı zamanda, mevcut binaların yıkılması enerji ve malzeme israfıdır. Uyarlanabilir yeniden kullanım, yeni inşaat ve arazi edinimi maliyetlerini önemli ölçüde azaltabilir ve verimsiz mülklere değer katarak mahalleleri canlandırabilir.

Uyarlanabilir yeniden kullanım projeleri, eski bir endüstri binasını yeniden işlevlendirmekten, konteynerleri alışveriş merkezine dönüştürmeye kadar birçok farklı şekilde örneklenebilir. Aslında ana konu eski bir yapıyı yeni bir işlevle dönüştürmektir. Uyarlanabilir yeniden kullanım, mevcut bir binaya kapasite-işlev ve performans değişikliğiyle yeni bir amaç sağlayabilir.
başarılı bir projenin ana bileşenleri ve ilkeleri
Tarihi binalar için en doğru uyarlanabilir yeniden kullanım stratejisine karar vermek için birçok faktörün bütünsel olarak ortaya konulması gerekir. Bazen bu dönüşüm aynı zamanda karar vericilere ve ilgili bağlamdaki politika konularına göre geliştirilebiliyor.
Eski ve yeni arasında dengeyi sağlarken, tarihi mimariyle rekabet etmeyen modern olanakların ve bina sistemlerinin dikkatlice entegre edilmesi ve tarihi karakteri vurgulamak önemli olabilir. Tüm bunların yanı sıra hedeflerden biri de önerilen program için iyi çalışan bir alan yaratmaktır. Başarılı bir proje için proje ekibine doğru paydaşlar alınmalı ve binanın çevre için ne anlama geldiğini ve bunun için beklentilerin ne olabileceğini anlamak gerekir.
Konusu Edirne’de tarihi saray hamamının yeniden işlevlendirilmesi olan yüksek lisans tezim de aslında bir dönüşüm projesi ile sonuçlanmıştı. Kentsel hafızadaki Osmanlı su kültürünün önemli bir temsilcisi olan hamam ile uyarlamalı yeniden kullanım üzerine bir deneme gerçekleştirdim. Çalışma, binanın karakteristik özelliklerini canlı tutmak ve kentsel hafızadaki yerini korumaya katkıda bulunmayı hedeflemişti.
Profesyonel pratik içinde de ofiste bazı dönüşüm projeleri gerçekleştirdik: Karadeniz Ereğli’de Yalı Caddesi’nde bulunan tarihi bir ahşap konağın otele dönüştürülmesi, kuruluş yılımız olan 1992’de deneyimlediğimiz bir dönüşüm projesiydi. Kurulca onaylanan rölöve ve restitüsyon çalışmaları sonrasında otele dönüşüm projelendirildi ve uygulandı.

Uyarlanabilir yeniden kullanım, yeni inşaat ve arazi edinimi maliyetlerini önemli ölçüde azaltabilir ve verimsiz mülklere değer katarak mahalleleri canlandırabilir.
Başka bir projede ise Çanakkale’de canlı bir ticari merkezde köşebaşını tutmuş, tuğladan inşa edilmiş tarihi bir Musevi evini bulunduğu konum gereği ticari bir yapıya dönüştürdük. Yapının tuğla cephe işçiliği ön plandaydı. Bölgenin yöresel kimliğini taşıyan yapının cephesi restitüsyon ve restorasyon projeleri ile aslına uygun bir şekilde yenilenirken ek bir bina ile genişletildi.
Eti Maden işletmelerine ait Etibank şubesi ve ofislerin yer aldığı yapının yeniden işlevlendirmesi de gerçekleştirdiğimiz dönüşüm projelerinden biri. Bu projede işlevini yitiren yapıyı bir konaklama yapısına dönüştürürken bulunduğu çevreyi de etkileyen bir cephe anlayışı ortaya koyduk.
Yapının bulunduğu Atatürk Bulvarı’nın üzerindeki komşu binalar, bulvar boyunca aralıksız devam eden yedi katlı bitişik nizam yapı düzeni içinde kimliksiz olduğu kadar niteliksiz ve bakımsız bir mimari doku oluşturuyordu. Cephe tasarımındaki temel yaklaşım bor minerallerinin beyaz kristalize görünümünü yenilenecek cepheye taşımak oldu. Cephede elde edilen yalın ifade, Tarihi Yarımada dokusunda mütevazı bir duruş sergiliyor. Tarihi Yarımada’da tescilli tarihi ve arkeolojik eserlerle bir arada bulunan ve korunmaya değer bulunmayan niteliksiz eski yapıların tarihi çevreye karşı duyarlı olarak yenilenmesi, yenilenme sonucunda güncel fonksiyonların karşılanması ve bu yenilemenin çağdaş bir yaklaşımla yalın bir dille tasarlanması projenin öne çıkan unsurları.

Tarihi yapılar zaman içerisinde orijinal işlevlerini kaybedebilir. Dönüşüm ile işlevlendirerek yaşatmak, bakımını sağlamak ve sürdürülebilir kılmak mümkün.
zorluklar ve tasarım yaklaşımı
Yeni yapıdan farklı olarak, eski binaları yeniden işlevlendirme üstünde çalışırken süreç esnasında ortaya çıkan beklenmeyen zorluklarla karşılaşılabilme riski her zaman mevcut. Yeniden kullanım projelerinin tasarımında ayırt edici özelliklerinden biri de bu.
Öte yandan güncel yönetmelikler ve yasal kısıtlar, yapıya uyarlaması güç olan gereklilikleri tasarım koşulu olarak mimarın önüne koyabilir. Yeniden kullanım projelerinde program adaptasyonu, çağdaş yaşamın istekleri / gereklilikleri, ekonomik hususlar, karmaşıklık ve teknik zorluklar, fiziksel bozulma ve kusurlar nedeniyle yüksek bakım ve onarım maliyeti öncelikle sıralanabilecek zorluklar. Ayrıca uyarlanabilir yeniden kullanım konusunda bilinç eksikliği de bu listeye ilave edilebilir.
Tasarım sürecinde mimarların mevcut binaları yeniden tasarlarken daha fazla sorguladığı kanısındayım. Mimari tasarım zaten son derece karmaşık bir etkinlik ve tasarım sürecinde mevcut bir bina ile uğraşmak, onu daha da karmaşık hale getiriyor. Esneklik, bina durumu, alan, yaş, bina zarfı, teknik kapsam, yeni hizmetleri barındırma yeteneği, erişilebilirlik ve konum gibi tasarım özellikleri, uyarlanabilirliği doğrudan etkiliyor ve tasarım sürecinde sınırlar koyuyor.

Uyarlanabilir yeniden kullanım, terk edilmiş nitelikli yapıların fırsatlarını ve tarihi değerini koruyup, yeni hayatı eski bir binaya çeken mükemmel bir yol olabilir.
yeniden kullanım projelerinin sosyal ve kültürel önemi
Tarihi yapılar zaman içerisinde orijinal işlevlerini kaybedebilir. Dönüşüm ile işlevlendirerek yaşatmak, bakımını sağlamak ve sürdürülebilir kılmak mümkün.
Uyarlanabilir yeniden kullanım, terk edilmiş nitelikli yapıların fırsatlarını ve tarihi değerini koruyup, yeni hayatı eski bir binaya çeken mükemmel bir yol olabilir. Çevresel nedenlerden dolayı, arazi kullanılabilirliği veya tarihi bir dönüm noktasını koruma arzusu olsun, günümüzde birçok mimarlık firması, yapılı çevrenin modern sorunlarının bir kısmına çözüm olarak dönüşüm projeleri üretiyor ve yapılara yeniden yaşam veriyor.
Neden tekrar kullanmalı? Genel olarak, insanlar tarihin önemine ve çevremiz için tarihi ve kültürel mirasın değerine artan bir inanca sahip gibi görünüyor. İnşaat sektöründe ekonomik faktörler çok önemli hale geldi. Mevcut bir binayı yenilemenin yeni bir bina inşa etmekten daha pahalı olabileceği bilinse bile, yıkımla ilgili tüm ekolojik faktörler dikkate alınarak uyarlanabilir yeniden kullanımı, yeniden inşa etmekten daha cazip hale getiriyor. Ayrıca, yeniden kullanım ve yeniden tasarımın son yıllarda çok gündemde olduğu gerçeği yadsınamaz. Bu eğilim için başka birçok neden bulunabilir, ancak genel olarak, bir binanın değiştirilmesine kıyasla mevcudun yeniden kullanımının katma değerinin ortak bir kabulü var gibi görünüyor.
Uyarlamalı yeniden kullanım, performansı güncel standarda uyacak şekilde yükseltirken orijinal binayı mümkün olduğunca koruyan bir süreci de içerir. Ayrıca dönüşüm, ihmal edilmiş olarak nitelendirebileceğimiz bölgelerdeki insanların yaşam standartlarının yükseltilmesine de önemli ölçüde katkıda bulunabilir.
Bu tür projelerin sosyal, ekonomik ve çevresel faydaları mevcut. Binaların tarihi önemini korurken, engellerin ve zorlukların üstesinden gelmek ve insanların yaşam koşullarını iyileştirmek için faydalarından yararlanmak önemli. Araştırmalar tarihi binaların uyarlanabilir şekilde yeniden kullanılmasının, sosyal etkileşimi, yaşam tarzı değişimini pozitif artırarak toplumdaki sosyal değerlerin geliştirilmesine yardımcı olduğunu gösteriyor. Dönüşüm; estetik değer, sembolik değer ve manevi değerler gibi kültürel değerlerin korunarak teşvik edilmesine yardımcı olur.