yeniden kullanım
Bana göre yeniden kullanım; kullanılabilir mevcut alanlar ve bunların yeni kullanımlar için en uygun nasıl olabileceği hakkında stratejik düşünmektir. Özgün bina yapısını esas özellikleriyle eşleştirmek ve alanları anlaşılabilir şekilde uyarlamaktır. Londra, Clerkenwell’deki eski sanayi binasını dönüştürme çalışmalarımız bunu açıklayan mükemmel bir örnek. “The Cooperage” (Fıçıhane) olarak bilinen binanın geçmişi 1900’lere dayanıyor ve yenilenen hali, 1990’larda gerçekleştirilen önceki yenileme çalışmaları sırasında ihmal edilmiş olan orijinal unsurları net bir şekilde vurguluyor. Özgün tarihi dokuyu ortaya çıkarmak ve sergilemek için son eklemelerin çoğunu geri alarak bu unsurları belirgin kılmak için titizlikle çalıştık. Eskiden bodrum olan giriş katı; geniş, açık planlı aile yaşam alanı oluşturmak için yanal olarak genişletildi. Bu alan üzerinde; üç kat yükseklikte, etrafında yaşam alanlarının çoğunun planlandığı, mevcut çatı pencerelerinden yapının derinliklerine kadar ışık getiren, orijinal ahşap çatı yapısını yaşam alanının bir parçası yapan ve evi endüstriyel mirasına yeniden bağlayan atriyum bulunuyor. Desteksiz, serbestçe durabilen, çelik ve ahşaptan oluşan asma merdiven bu alandaki birincil unsur. Zarif, ancak işlevsel olan bu merdiven, bodrumdan çatıya kadar uzanıp dikey dolaşımı mümkün kılarken aynı zamanda binanın endüstriyel geçmişine saygı gösteriyor.
Onarım ve yenileme, basitçe ifade etmek gerekirse: Eskinin içindeki Yeni. Tarihi bir mekanda yeni yapı unsurlarını göze hoş gelen şekilde sunmaktan gurur duyuyoruz. Clerkenwell’deki Sekforde Pub’da, tüm tarihi bina çağdaş bir cam bağlantıyla yeni binaya bağlanarak genişletildi. Yeni bina bilinçli olarak yapılan keskin hatlarıyla oldukça farklı olsa da kullanılan malzeme orijinal binayı tamamlıyor.

Bana göre yeniden kullanım; kullanılabilir mevcut alanlar ve bunların yeni kullanımlar için en uygun nasıl olabileceği hakkında stratejik düşünmektir. Özgün bina yapısını esas özellikleriyle eşleştirmek ve alanları anlaşılabilir şekilde uyarlamaktır. Bir binanın “sesini” ve tarihini; gözleri ve zihni sakin, dikkatli ve incelikli biçimde kullanarak dinleme yeteneğidir. Onarım ve yenileme, basitçe ifade etmek gerekirse: Eskinin içindeki Yeni.
başarılı bir projenin ana bileşenleri ve ilkeleri
Bir binanın “sesini” ve tarihini; gözleri ve zihni sakin, dikkatli ve incelikli biçimde kullanarak dinleme yeteneği, başarılı bir proje için şarttır. Kısa süre önce, Clerkenwell’de fıçı şeklindeki belirgin ön cephesi ve birinci katında muhteşem bir balo salonu olan, ikinci derece (Grade II) tarihi eser statüsündeki bir binayı restore etme ve geliştirme fırsatı yakaladık. Depo ve mahzen olarak kullanılan bodrum kat, Georgian tarzında tuğla duvarlara sahipti. Dış restorasyon 200 yıllık tuğla işini ortaya çıkardı ve ortaya çıkan duvar aynı tarzdaki komşu binalarla uyum sağlaması için kurumdan temizlendi. Dükkanın ahşap vitrinini, yüzyıllardır kullanılan bir teknik olan ahşap görünümü veren boyayla boyayarak eski sempatik haline getirdik. Birinci kattaki balo salonu özenle restore edildi. Georgian tarzı lambri, kartonpiyer ve yarım lambriler eski durumuna getirildi. John Soane Müzesi’ndeki Sarı Oda’dan esinlenilen bu salon, Georgian döneminin son zamanlarına özgü canlı renk paletiyle, 1829’da tamamlandığındaki orijinal haline benziyor. 1824 yılından kalma şömineler özgün haliyle korundu. Sanatçı Ian Harper, tavanı havada süzülen bulutlarla doldurarak, ona rüya benzeri bir görünüm kazandırdı. Tüm tarihi bina çağdaş bir cam bağlantıyla yeni binaya bağlanarak genişletildi. Bu yeni binanın bodrum katında oldukça büyük ticari bir mutfak, ofis, bisiklet mağazası ve giriş katında tuvalet bulunuyor. Birinci ve ikinci katlarda iki yatak odalı küçük bir ev mevcut ve cam bağlantı, tarihi binanın ayırt edici şeklini ve görünümünü koruyor.

Bir binanın “sesini” ve tarihini; gözleri ve zihni sakin, dikkatli ve incelikli biçimde kullanarak dinleme yeteneği, başarılı bir proje için şarttır.
zorluklar ve tasarım yaklaşımı
En önemli ilk adım, binayı inceleyerek her şeyi adeta adli tıp uzmanı hassasiyetiyle kaydedip rölövesini çıkarmaktır. Bu analiz, tarih katmanlarının açığa çıkmasına neden olan ve şu soruları soran, sorgulayıcı bir tutum gerektirir: Niçin böyle, böyle yapılmasına neden olan ne? Tarihi miras kabul edilen binaları yeniden yapılandırırken sadece bilgisayarın karşısına geçmek yetmez. Alana gitmeli, her şeyi kontrol ettikten sonra tekrar gitmeli ve bunu defalarca kez yapmak zorundasınız. Londra’nın Spitalfields koruma bölgesinin kalbinde yer alan Princelet Caddesi’ndeki projemiz buna mükemmel bir örnek. Spitalfields’ın merkezinde bulunan No 11’in sakinlerine dair ilginç bir geçmişi var. Haziran 1719’da Londralı ressam Daniel Bray tarafından yaptırılan bina, 1724’te bir din adamı ve 1766’da marangoz Alexander Christie tarafından kullanılmış. Projenin “omurgası” ve ilham noktası olan 1720’lerden kalma orijinal panelli merdivenleri kullanarak, 18. yüzyıl stilini cesur ve çağdaş bir estetikle harmanladık. Radikal restorasyon ön cepheyi yeniden inşa etmeyi, binanın iç kısmındaki önemli değişiklikleri ve arka bahçedeki mevcut atölyenin yenilenmesini içeriyordu. Daha önce Bengal yemekleri yapılan bir aşçılık okulu olan atölye, kendimize ait bir stüdyoya dönüştürüldü. 1720 yılına tarihlenen orijinal cephenin, diğer saha araştırma ve bilgilerine başvurularak yeniden yaratılması başlı başına büyük bir işti. Marangozluk ve lambri konusunda yetenekli ustalar belirledik, baştan sona iki yıl süren titiz bir kazı çalışmasıyla alanın arkasına yeni bir galeri kuruldu. Bu proje, uygulamanın titiz bir araştırma ve işçiliğe bağlı olduğunu göstererek bize çok şey kattı.

Gezegendeki kaynakların mütevazı kullanımına ve insan yaşamına saygı duymaya anlam kazandıran binalarımızın yaratıcı yeniden kullanımına öncülük etmeliyiz. Modern mimari bu şekilde devreye girdiğinde çok daha heyecan verici; bir yere ait gerçekten eşsiz binalar geleceğimiz için daha fazla olanak sağlayacak.
yeniden kullanım projelerinin sosyal ve kültürel önemi
Bu yaklaşım sosyal açıdan bir binanın geçmişinde yaşanan hikayeleri unutulmaz kılarken, kültürel açıdan mekanın, mevcut ve gelecekte sahip olabileceği olasılıklar konusunda bir şeyler söyler, çünkü atalarımız ve binalarımız olmadan birer hiçiz. Binalara birer insanmış gibi davranın; böylece yaşayıp nefes alan, heyecan verici şeyler haline gelirler! Gasworks projemiz, asıl amacını aşan bir bina için uygulanabilir bir gelecek kullanımı yaratırken, geçmişle ilişki kurma ruhunu tam olarak somutlaştırıyor.
Yazar Jeanette Winterson için tasarlanan proje, görsel olarak çarpıcı bir yerleşim planı oluşturmak üzere Cotswolds’ta, artık kullanımda olmayan ve ikinci dereceden tarihi eser sayılan bir gaz fabrikasının dönüştürülmesini içeriyordu. Aldığımız brief “bölgenin güzelliğini bozmadan, modern anlamda çarpıcı bir ev” şeklindeydi. Yeni yapıyı Corten oluklu çelikle kaplamayı seçtik, eski ile yeni arasında belirgin bir ayrım yaparak, alanın endüstriyel geçmişine saygı gösteren Cotswold Barn (ambar) tipolojisinin bir türünü oluşturduk. Evin formunda bölgenin endüstriyel mirasından esinlenildi. 1877’deki orijinal gazhane kompleksinin eski dairesel asetilen tankına atıfta bulunan büyük dairesel kulesi, “yazarın inzivaya çekilmesi” durumuna da gönderme yapıyor. Yeni bina, kapalı merkezi avlunun etrafına sarılmış bir manastır gibi “L” şeklinde uzanıyor.
Bu projedeki en büyük zorluklardan biri, bina ve koruma alanının Olağanüstü Güzellik Alanı (Area of Outstanding Natural Beauty – AONB) dahilinde olması sebebiyle planlama izni almaktı. Yaratıcı bir tasarım görevlisinin desteğiyle, bu zorluk 3 ayda aşıldı; çağdaş tasarım yaklaşımı ve Corten’in Cotswold ortamında kullanımı dikkate alındığında önemli bir başarı. İlk işverenin mülkü, planlama izniyle beraber bir arkadaşına satması, yeni satın alan kişinin plana kule eklemesi ve proje için yine bizimle çalışması, planı daha da ilginç hale getirdi. Neticede bu sıkıntılı durumu fırsata çevirdik ve sonunda yerel bir yapı ustası, Cotswold taşından yapılan duvarı restore edip boşluklarını onarıp doldurarak tüm projeyi teslim etti. Alanın zamanında asetilen gazı üretimi için kullanılması sebebiyle, silindirin etrafındaki toprak kirlenmişti. Bitki ekimini güçleştiren bu duruma yükseltilmiş sebze bahçesi ve döşenmiş taşlarla yanıt verdik.
Eski binaların yaratıcı yeniden kullanımı, her şeyden önce son derece sürdürülebilir ve yukarıda belirtilen tüm nedenlerden dolayı yaratıcıdır. Toptan yıkım, mevcut şehir ortamlarında genellikle uygun değildir. Gezegendeki kaynakların mütevazı kullanımına ve insan yaşamına saygı duymaya anlam kazandıran binalarımızın yaratıcı yeniden kullanımına öncülük etmeliyiz. Modern mimari bu şekilde devreye girdiğinde çok daha heyecan verici; bir yere ait gerçekten eşsiz binalar geleceğimiz için daha fazla olanak sağlayacak.