Geleceğin mimarı, işverenlerimize büyük katma değer sağlama yeteneğine hala sahip, ancak finansal, çevresel, sosyal hedefleri karşılayan projeler sunmak için yapay zeka desteğini kullanmaya odaklanmamız gerekiyor.
Yapay zeka ve değişen mimar tanımı
Yapay zekanın mimariyi etkileme potansiyeli çok yüksek. Şu anda sektör, yapay zekanın mimaride kullanılabileceğini kanıtlama sürecinde, pek çok uzman firma kendi çözümlerini geliştiriyor; böylece bu başarılı şirketler, binaları tasarlama, tedarik ve teslim etme sürecinde dönüşüm etkisi yaratacak.
Her zaman olduğu gibi en büyük bütçeye sahip alanlara en çok yatırım yapılıyor. Profesyonel hizmetlerin aracılığına gerek kalmadan, alanların potansiyelini hızlı bir şekilde değerlendirmelerini sağlayan yazılım firmalarıyla çalışan geliştiriciler görüyoruz. Yelpazenin diğer ucunda ise yazılım firmaları, iş yerlerinin ve iç mekanların tasarımını optimize etmek için araçlar geliştiriyorlar. Buna farklı açılardan bakıyoruz. Yaklaşımımız, bünyemizdeki bazı yönleri geliştirmek ve diğer girişimlerdeki ortaklarla iş birliği yapmak; bu, birbirimizden bir şeyler öğrenmek için harika bir yol.
Yapay zekanın mimariye potansiyel etkileri
Kaynağa bağlı olarak mimarsız inşaat projelerinin yüzdesi değişiklik gösterir, ancak tüm kaynaklar bunun kayda değer miktarda olduğunu söylüyor. Bu işverenlerin mimarın katkılarından mahrum kaldıkları söylenebilir, ancak bu konuda onları ikna etme durumunda değiliz.
Çoğu işveren; mimar, mühendis veya proje yöneticisi değil; kullanışlı bir binanın verimli bir şekilde teslim edilmesini ister. Geleneksel tedarik mekanizmaları geçmişe dönük bir yaklaşıma sahip, profesyonel silolara odaklanmış durumdalar. Yapay zekanın potansiyelinin farkına varan firmalar sayesinde tedarik şekilleri günden güne değişecek ve hizmetlerin aksine ürünler tedarik edilecek.
Susskind and Susskind’ın kaleme aldığı “Mesleklerin Geleceği” (The Future of the Professions) kitabında; yapay zekanın, profesyonellerin yaptığı karmaşık değerlendirmeyi etkili bir şekilde taklit ettiği için geleneksel mesleki becerilerin azalacağı tahmininde bulunuluyor. Mimarların yaratıcılığının taklit edilemeyeceğini savunabiliriz; ancak bu yaratıcılık işverenler ve kullanıcılar için mi, yoksa yalnızca diğer mimarların hayran olduğu bir nitelik mi, bu konu üzerinde düşünmeliyiz.
Sırf işveren farklı bir şey istediği için sıkıştırılmış beton duvarlar ve el yapımı yer karolarıyla inşası aylar süren, benzersiz yapılar üreten mimarlara talep devam edecek, fakat bu giderek niş ve satın alınan binaların çoğuyla ilgisiz olacak.
Geleceğin mimarı, işverenlerimize büyük katma değer sağlama yeteneğine hala sahip, ancak finansal, çevresel, sosyal hedefleri karşılayan projeler sunmak için yapay zeka desteğini kullanmaya odaklanmamız gerekiyor.
Yeni çağa ayak uydurmak
Gözlerimizi açmalı ve diğer sektörlere bakmalıyız. Yapay zeka, demir yolu ve kara yolları mühendisleri tarafından rotaları hızlı bir şekilde optimize etmek için kullanılıyor; ölçek dışında bu araçların, hizmetlerin bir binaya yönlendirilmesinden farklı olarak çözmek için kullanıldıkları sorunlar var mı?
Binayı gerçekten bir sonuç (çıktı) olarak düşünmeliyiz; yapay zeka, organizasyonlardaki geleneksel silo zihniyetine* uymaz. Tasarım ekibinin, teslimat sürecimizde ortaya çıkan teknolojilerden yararlanmak için fırsat kollayarak birlikte çalışması gerekiyor. İyi mimarlar yaratıcı ve iş birlikçidir, eğer bu becerileri iyi kullanır ve olan bitene uyum sağlarsak, yeni çağa fayda sağlama ve onu şekillendirme yeteneğine sahip oluruz.
Yapay zekayla gelen yenilikler ve fırsatlar
Mimarlar aykırı düşünürlerdir. Bunu, tek bir çözümü hızla değerlendiren ve geliştiren yapay zeka araçlarıyla birleştirirseniz, iyi bir uyum yakalamış olursunuz.
Yaptığımız binaların kullanım sırasında nasıl optimize edileceğine bakmak için önemli bir fırsat var. Bina, zaman içinde evrilmeli. Yapay zeka ile çalışan bir mimar, bina sahibine ve kullanıcıya yapının optimizasyonu konusunda yardımcı olabilir; enerji ve tesis yönetiminin yanı sıra binanın kullanımına; insanların nasıl iş birliği yaptıklarına, nasıl etkileşimde bulunduklarına ve görevlerini nasıl yerine getirdiklerine dair çeşitli veriler elde edilebilir. Tamamlanan binaların analiz edilmesi ve şekillendirilmesi, işverenlere yüksek değerli, elle tutulur faydalar sağlama potansiyeline sahiptir.
İyi mimarlar yaratıcı ve iş birlikçidir, eğer bu becerileri iyi kullanır ve olan bitene uyum sağlarsak, yeni çağa fayda sağlama ve onu şekillendirme yeteneğine sahip oluruz.
Mimari üretimde değişim
İki ve üç boyutlu modüler ahşap çerçeveli yapılar, çoğu zaman “modern inşaat yöntemi” olarak gösterilir, ancak ahşap çerçeveli yapı en eski inşaat yöntemlerinden biridir. İnşaat firmalarının pek çoğunun sağladığı çözümler esnek değildir ve tedarikçiye özeldir – bu, işvereni gelecekte yapılacak muhtemel değişiklikler için önceden çalıştığı tedarikçisine mecbur kılar.
Mimarların çoğu, geleneksel yöntemlerin sunduğu “işlevsellik, sağlamlık ve estetik” tercihiyle yapılan binalardan uzak durur. Bu binaların çoğu hayal kırıklığı yarattığı ve modern inşaat yöntemlerinin sağlaması gereken faydaları sağlayamadığı için haksız da sayılmazlar.
Mimarlık üretimine dönüşüm yeteneği kazandıracak olan sistemler değil, yaklaşımdır. İngiliz hükümetinin gelişmekte olan platformlara yaklaşımı, bu alanda ciddi bir potansiyele sahip. Çözüm için sistem kurucusuna güvenmekten çok, işverenlerin kendi brief’lerini düşünmesi ve değiştirmesi gerekiyor; belirli sınırlamalarla çalışan iyi tasarımcılarla ve üreticilerle etkin tasarımlar geliştirmek, bunu kurumsal düzeyde ele almak önemli.
Mimarın yaptığı şey sevkiyat konteyneri gibi basit bir şeyi alıp, uyarlayıp, çekici bir projeye harcanandan daha fazlasını harcayıp sonrada bunu basit bir çözümmüş gibi sunmak değildir. Prensiplere geri dönmeliyiz, bunları özümsemeli ve çözümlerimizi iyileştirmemize yardımcı olması için yapay zekayı kullanmalıyız.
Mimarlar aykırı düşünürlerdir. Bunu, tek bir çözümü hızla değerlendiren ve geliştiren yapay zeka araçlarıyla birleştirirseniz, iyi bir uyum yakalamış olursunuz.
Yapay zeka ve sürdürülebilirlik
Sürdürülebilirliği çevresel olduğu kadar finansal ve sosyal olarak da düşünmeliyiz. Çok boyutlu senaryoları modelleyebilmek, işverenlerimize sunduğumuz projeyi, kendilerine uygun ölçütlere göre, geleneksel deneme yanılma tasarımının yapamayacağı şekilde optimize etmelerine yardımcı olmamıza izin verme potansiyeline sahip. Örneğin, işverenin sosyal sürdürülebilirlik projelerini planlamasına yardımcı olmak için gelişmiş teknikler kullanan Simetrica ile bir ortaklık kurduk. Bunun, geleceğe dönük yatırım kararlarını verirken tüm müşteriler için artan bir öneme sahip olacağını düşünüyoruz.
Odaklanmamız gereken bir diğer nokta, işverenlerimiz için tasarladığımız binaların uzun soluklu hizmet verebilecek potansiyelde olması. Binayı teslim ettikten sonra yönetmeleri için mülk sahiplerine bırakmakla binadan en iyi çevresel performansı elde etmek pek mümkün değildir.
Yine diğer sektörlere bakacak olursak, lojistik dünyasında akıllı kamyon üreticileri, aracı sadece satmakla kalmıyor, satış sonrası desteklerini sürdürüyorlar. Örneğin; sistemleri, lokasyonları ve sürücü girdilerini gözlemleyerek bu konuyla ilgili geri bildirim sağlıyor, vites seçeneklerini sınırlandırarak yakıt tüketimini azaltıyorlar.
Neden bir işveren, yapı söz konusu olduğunda aynı destek ve avantajlara sahip olmak istemesin?
*Bir organizasyonda bir departmanın diğer departmanlardan kopuk çalışarak adeta görünmez bir duvar örmesi ve etkileşime izin vermemesi.