/

Eleftheria DEKO | ELEFTHERIA DEKO LIGHTING DESIGN

Işığın dikkati bir başkasına veya başka bir şeye kaydırma gücü vardır. Fakat mimari aydınlatmada dikkati nereye yönelteceğine karar vermek o kadar açık değildir. Aydınlatma tasarımcısı mimari, heykel, sanat ve fizikten anlamalı. Aynı zamanda rengin dinamikleri ve psikolojisi, gölgenin ışığa karşı gücü, biçim ve hacmin mekândaki etkisi, bunun yanı sıra ışığın psikodinamik karakteri, hatta insanların yirmi dört saatlik ritmi üzerindeki etkilerine aşina olmalı.

• Sizce başarılı bir aydınlatmanın en önemli bileşenleri neler?

Başarılı aydınlatma tasarımı “tanımım” aşağıdaki maddelerden oluşur:

– Aydınlatma tasarımı ekibinin, yeni bir projeye mümkün olan en erken zamanda dahil olması.
– Diğer yaratıcı ekiplerle (mimarlar, içmimarlar vs.) uyumlu iş birliği.
– Aydınlatma ilkelerini ve teknik özelliklerini iyi bilmek.
– Piyasadaki aydınlatma ürün çeşitleri hakkında iyi bilgi sahibi olmak.
– Kullanım şekli, mimari tarzı ve çevresine bağlı olarak binanın gereksinimlerini anlamak.
– Aydınlatma tasarımcısının uzmanlığından kaynaklanan gerekli girdilerin yanı sıra işverenin isteklerini derinlemesine anlama ve saygı gösterme.
– Bütçenin uygun şekilde dağıtımı.
– Elektrik mühendisleri ve otomasyon / kontrol uzmanları ile yakın iş birliği.
– Zaman çizelgesi ve teslim sürelerine bağlı kalma.
– Tasarımdan taviz vermeme.
– Yetenek!

• Işık, odak hiyerarşisi yaratmanın etkili bir aracı. Bu durum, mimari deneyime nasıl
katkı sağlıyor?

Sahne aydınlatmasında bu gayet açıktır. Genellikle, örneğin; bir müzikalin yıldızı, üzerinde parlayan hatta sahnede yürürken onu izleyen bir ışığa sahiptir aynısı bir operadaki tenor veya klasik baledeki baş balerin için de geçerlidir. Evet, ışığın dikkati bir başkasına veya başka bir şeye kaydırma gücü vardır. Fakat mimari aydınlatmada dikkati nereye yönelteceğine karar vermek o kadar açık değildir. Aydınlatma tasarımcısı mimari, heykel, sanat ve fizikten anlamalı. Aynı zamanda rengin dinamikleri ve psikolojisi, gölgenin ışığa karşı gücü, biçim ve hacmin mekândaki etkisi, bunun yanı sıra ışığın psikodinamik karakteri, hatta insanların yirmi dört saatlik ritmi üzerindeki etkilerine aşina olmalı. Aydınlatma tasarımcısı, yukarıdakilerin hepsini bilip dikkate aldıktan sonra neyi vurgulayarak dikkati üzerine çekip neyi aydınlatmadan bırakacağına, kullanılan malzeme ve dokulara bağlı olarak hangi renk sıcaklığını kullanacağına, ışığın hangi yönden gelmesi gerektiğine veya ışığın yumuşak ve dağınık mı keskin ve net mi olması gerektiğine ilişkin seçimlerini yapmalı. Dikkate alınacak çok fazla unsur vardır ancak mutlak bir doğru veya yanlış kuralı yoktur. Sanatta doğru veya yanlış yoktur ve aydınlatma tasarımı sanattır! Örneğin bazı tasarımcılar arka planı aydınlatarak öndeki objeleri aydınlatmadan bırakarak, diğerleri de objeler ve mobilyalar üzerine keskin bir odaklanma ve mekânın sınırları olan duvarları “görmezden gelme” yoluyla dikkatleri çekmeyi severler. Bu seçimlerin hepsi mekândaki unsurların tamamını içeren ahenkli bir diyaloğa katkıda bulunduğu ve bu üç boyutlu tuval üzerinde ilginç bir sentez oluşturduğu sürece iyidir.

• Özellikle tercih ettiğiniz bir proje tipi var mı?

Her türlü projeden hoşlanırım ama mimarisi aydınlatmaya yer açan, daha fotojenik olanları tercih ederim. Benzersiz bir yaklaşım gerektiren dolayısıyla gelişmeme, projenin aydınlatması için özgün, yeni yollar bulmama ve hatta kişiselleştirilmiş armatürler tasarlamama yardım eden zorlayıcı projeleri de severim. Müze ve sanat galerileri veya sanat sergilerinin aydınlatma projelerini de çok severim. İçinde sanat
eserlerinin sunulacağı aydınlatmayı tasarlamanın sorumluluğuyla birlikte büyük bir gurur duyarım.

• Yeni inşa edilmiş binalardaki aydınlatma tasarımında göz önüne alınması
gereken noktalar neler?

İster yeni bir bina ister eski bir binanın renovasyonu olsun, aynı ilke ve ölçütleri kullanırız.

• Işık, bir mekânın yarattığı izlenim, ambiyans ve deneyimi oluşturmada rol oynar, ancak ürünlerin kendi görünümleri de mimari dile önemli bir katkıda bulunur. Bu roller sizin deneyiminizle örtüşüyor mu? Estetik açıdan doğru ürünü nasıl seçiyorsunuz?

Bu biraz ayakkabı seçimine benziyor; ayağıma iyi uyan ve hoşuma giden ayakkabıyı seçmem gibi…

Aydınlatma donanımı üreticileri son birkaç yılda o kadar çok yeni ve ilginç ürünler ürettiler ki bugün tasarımcılar on yıl öncesiyle karşılaştırıldığında kullanabilecekleri sonsuz imkana sahipler. Hem dekoratif ışıklar hem de mimari ışık, tasarımda olduğu kadar teknik özellikler yönünden de gelişti.

Ekibimize gelince genellikle tasarımlarımızda, ihtiyaç duyulan aydınlık düzeyini garanti etmek için mimari armatürlerle başlar ve daha sonra dekoratifleri seçeriz. Kuralımız şudur; eğer mimari aydınlatma tavanda veya duvarda anlam kazanıyorsa daha sade dekoratif aydınlatma kullanırız ama gösteriş yapmak istiyorsak belirgin dekoratif ışık veya bir grup ışık kullanarak güçlü tasarım unsuru kullanırız ve tavan mimari aydınlatmalarını olabildiğince gizli tutarız.

• Aydınlatma tasarımcıları için “zor” olarak nitelendirilebilecek proje tipi veya
sektörler hangileri?

Korunmuş binaların, daha spesifik olarak neoklasik dönem Yunan yapılarının aydınlatması olduğunu söylemeliyim. Bu tür binalar için cephe aydınlatması yapmamız istendiğinde “aşırıya kaçmamak” ve binanın cildini “yaralamamak” için çok dikkatli olmak zorundayız. Bu binalar devlet tarafından korunuyor; aydınlatma armatürlerini yerleştirecek uygun yer çok az olduğu için ölçüm yapmak ve verimli
aydınlatmak oldukça zor. Aydınlatma tasarımcıları için bir diğer zor iş de arkeolojik alanların aydınlatılmasıdır.

• Aydınlatma ürünlerini ve teknolojilerini bir yana koyarsak, etkili aydınlatma
tasarımı için yararlı veya gerekli mimari veya iç mekân unsurları neler?

Fotojenik binalardan söz ederken kastettiğim tam da sorduğunuz şeydi. Gerçekten güzel aydınlatma için daha iyi bir “tuval” sunan binalar olduğu gibi aydınlatma tasarımının sunacağı potansiyeli sınırlayan binalar da vardır. Eğer aydınlatma tasarımı ekibi baştan itibaren mimarlar ve içmimarlarla iş birliği içinde olursa bu, fotojenik binalar ve dolayısıyla iyi aydınlatma sonucunu doğurur.

• Başarılı olduğunu düşündüğünüz aydınlatma projeleri hangileri?

Dış aydınlatma kategorisinde 2018 Darc Awards yarışmasında birincilik ödülü kazandığımız Agemar Denizcilik Binası böyle bir proje. Yalnızca biçiminden dolayı değil aynı zamanda bir deniz nakliyat şirketi olduğu için en başından itibaren ışıklı bir gemi fikrimiz vardı. Nasıl görünmesini istediğimizi, ışığın hangi yönden gelmesi gerektiğini, nasıl tekdüze, kesintisiz ve yaygın olması gerektiğini, beyaz mermere hangi renk sıcaklığının uyacağını vs. biliyorduk. Ancak bu yukarıdakilerin hepsini sağlayabilecek aydınlatma armatürünü henüz bilmiyorduk! Uygun armatürü bulmak veya icat etmek zorundaydık. Özel olarak yapılması gerektiğini, doğrusal, LED, yüksek IP notlu, LEED kısıtlamalarından dolayı düşük tüketimli olması gerektiğini biliyorduk. Sorun, tüm çizgileri kıvrımlı olan binanın kendisiydi! Dahası, aydınlatılacak yüzeylerin büyüklüğü / genişliği her katta farklıydı hatta aynı katta bile değişebiliyordu.

Dolayısıyla eğer dar yüzeyler için dar hüzmeli ve geniş yüzeyler için daha geniş hüzmeli armatürler kullansaydık bu, ışığın yoğunluğunda bir farklılık yaratacaktı. Diğer taraftan dış cephe için sadece bir tip armatür kullanmak istedik, fazla değil! Yirmi çeşit özel yapım armatür kullandığımızdaki maliyeti düşünün. Fiyat makul olmayacaktı. Son kararımız armatürleri yerlerine göre gruplara ayırmak ve her grubun ışık yoğunluğunu kontrol etmek için DMX kullanmaktı. İhtiyaç duyduğumuz farklı hüzme açılarını sağlayabilmek için de farklı difüzyon (yayınım) ortamları kullanmaya karar verdik. Sonuç ödüllendirici oldu. Binanın aydınlatılmış bir gemi izlenimi verdiğine inanıyoruz. Aydınlatma, mimari çizgileri ve yapıyı izliyor, onun kendine özgü benzersiz biçimini zenginleştiriyor. Çevresiyle karşılaştırıldığında parlak bir yapı olmasına rağmen etrafı rahatsız etmiyor. Zarif bir şekilde duruyor. Binanın sudaki yansıması da bir diğer güçlü estetik unsur ki bu durumda ışığın yok olması onu zenginleştiriyor.

Vanity Sergisi, Mikonos Arkeoloji Müzesi

Mikonos Arkeoloji Müzesi’ndeki “Vanity” sergisi projesini de sevdik. Yalnızca Kikladların MÖ. 2000’den kalma antik mücevher hazinelerini sergilediği için değil, onu tasarlarken çok şiirsel bir sürece dahil olmamız sebebiyle olduğunu söylemeliyim. Mimar Stelios Kois mekânda aynalar kullanmak gibi parlak bir fikirle mücevherlerin gösteriş sembolizmini zenginleştirdi ve bu düşünebileceğiniz gibi aydınlatma tasarımı için büyük zorluk yarattı. Işık hüzmesinin keskin biçimini idare edebilmek için panjurlu armatürler kullandık ve herkes kendiliğinden aydınlatıldıklarını düşünürken, sergi camekânlarını tavandan aydınlattık. Aynı zamanda müzenin pencerelerinden gelen gün ışığını da özel yapım difüzyon malzeme panellerle yönetmek, bunun yanı sıra dış cepheyi de olması gerektiğini hissettiğimiz ölçüde şiirsel ama aynı zamanda minimal olacak şekilde aydınlatmak zorundaydık.

Dionysos Zonar’s

Dionysos Zonar’s, hala dikkat çeken eski bir proje. Bu birinci sınıf restoran Akropolis arkeolojik alanının karşısında yürüme mesafesinde bulunuyor. Eski bir bina ve 10 yıl önceki renovasyon sırasında bugün olduğu gibi kullanabileceğimiz çok sayıda aydınlatma aracı yoktu. O dönemde tasarımımıza uygun ve ışık kalitesine güvenebileceğimiz LED’ler olmadığı için pencere tarafı alanının tavanında fiber optik kullandık. Misafirlerin, Parthenon manzarasını bozacak veya engelleyecek herhangi bir şey olmadan güzel bir ortamda yemek yiyebilmelerini istedik.

Benaki Pavilyonu (Müze Mağazası)

Dünya çapında patenti olan, aynı zamanda obje sergileme rafı olarak da kullanılan demir döner kapı üzerindeki çıkarılabilir özel yapım aydınlatmalarımızın kullanıldığı, gurur duyduğumuz son projemiz müze dükkanı olarak hizmet veren Benaki Pavilyonu. Benzeri olmayan mimari bizi, görünür kablo veya altyapı olmaksızın kapıya armatürleri yerleştirmemizi sağlayacak bilinen herhangi bir ürün
olmadığı için yeni patentli bir sistem yaratmaya zorladı. Bir serginin ihtiyaç duyduğu ışık sayısında esneklik sağlamak için çok küçük ölçekli küresel aydınlatma armatürleri tasarladık. Besleme, kapının her bir sert metal kasasına oyulmuş, 3 mm’den geniş olmayan ve özel yapım küresel LED armatürlerin manyetik bağlantısı kullanılarak düşük voltajla çalışan bir devreden geliyor.

Feelings: Nikos Koulis Koleksiyonu Mücevher Sergisi

Özellikle pahalı elmaslar, safirler ve yakutların yer aldığı bir mücevher sergisinde mücevherler genellikle özel vitrinlerde, çok özel geleneksel aydınlatmayla sergilenir. Nikos Koulis’in en son mücevher koleksiyonu “Feelings” sergisinde, sanatçı ve sahne tasarımcısı tarafından da beğenilen; duyguları harekete geçiren ve bir mücevher sergisinin genelde benzediği şeyin ötesine geçen çok farklı bir ortam yaratmak için aydınlatmayı kullanma fikrini önerdik. Ana fikir peri masalı benzeri bir ortam yaratmaktı. Bir gölün üzerindeki pusu andırması için sis makinası kullandık ve puslu atmosferi, sis ve metal yapıyı 20 dakika süresinde değişen sırayla gün batımı ve şafak tonlarına boyayan, hafifçe değişen renklerin olduğu tiyatro aydınlatmasıyla zenginleştirdik. Değerli sergilemeler için aydınlatma, heykelle bütünleşecek şekilde özel olarak tasarlandı; çiçeklerin durduğu yerin üstünde sonlanan dal benzeri kısımların içinde. Elmasların ve diğer değerli taşların ihtişamını vurgulamak için geniş beyaz spektrumlu özel bir ışığa ihtiyaç duyduk. Kullandığımız teknoloji ideal renk sıcaklığı ve çok yüksek CRI olan power LED’lerdi. Güvenlik açısından, çok düşük voltaj ve montajı kolaylaştırmak için pille çalışan bir sistem kullandık dolayısıyla elektrik sağlamak için kabloya ihtiyaç olmadı. Bunun yerine LED ışığı barındıran her kolun tabanının içinde bir pil kullanıldı. Sergilenenin boyutuna bağlı olarak uygun açıyı vermek için her dala bağlanmak üzere çeşitli özel yapım mercekler yaratıldı. Rüya benzeri müzikle kombine su sesi efektleri ziyaretçilerde beklenmedik duygular uyandırdı.

Önce binayı, mimariyi, sakinlerinin istek ve ihtiyaçlarını anlamaya ve hissetmeye çalışırız; sonra eğer istenirse lojistik ve pragmatik unsurları detaylandırır ve ardından her şeyi kağıda geçiririz. Başarı, öngördüğümüzün gerçekleştiğini ve bu gerçekliğin müşteri veya işveren tarafından beğenildiğini veya kamusal bir proje ise kamu tarafından benimsendiğini gördüğümüzde gelir.

• LED teknolojisi hakkında neler düşünüyorsunuz?

Şimdi LED zamanı! Gelecek, LED ve onun özelliklerinin (renk, tutarlılık, spektrum vs.) evrimi ama aynı zamanda kablosuz ışıkların benimsenmesi olacak.

• Bir aydınlatma projesinin başarısı nasıl ölçülür? Teknik gereklilikler kadar, insanlar üzerindeki etkisi ve onların memnuniyeti de ölçülebiliyor mu?

Estetiği esenlikle (well-being) bir arada değerlendiriyorum çünkü biz insanların havaya, yiyeceğe ve suya olduğu kadar çevremizdeki güzelliğe de ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Güzellik esenliğimiz için çok önemli, dolayısıyla iç ve dış mekânlardaki iyi aydınlatma, bunun ayrılmaz bir parçası. Modern toplumumuzdaki diğer birçok şey gibi bu da uygun bir eğitim konusu.

Başarıya gelince… Bir projenin aydınlatmasını tasarlarken asla “başarı” açısından düşünmeyiz. Önce binayı, mimariyi, sakinlerinin istek ve ihtiyaçlarını anlamaya ve hissetmeye çalışırız; sonra eğer istenirse lojistik ve pragmatik unsurları detaylandırır ve ardından her şeyi kağıda geçiririz. Başarı, öngördüğümüzün gerçekleştiğini ve bu gerçekliğin müşteri veya işveren tarafından beğenildiğini veya kamusal bir proje ise kamu tarafından benimsendiğini gördüğümüzde gelir.

Başarı, ödün vermek zorunda olmadığımız bir durum ve ekibimizdeki herkes bu şekilde davranır.