Tashkent New City Masterplan | 2023 Shortlist
Ana hedef, herkese erişilebilir, yeşil ve geniş faaliyet yelpazesine sahip bir şehir yaratmaktır.
gökhan avcıoğlu (KURUCU)
Master plan, yaya odaklı bir ortamı destekleyen mimari kriterlere sahip orta yükseklikte karma kullanımlı binaları içerir. Aynı zamanda, çift cilt cephe tasarımları gibi ekolojik ve sürdürülebilir avantajlara sahip yaratıcı çözümleri uygulayarak yüksek binaların kentsel dokuya ve şehir manzarasına olan olumsuz etkilerini azaltır.
Plan, küçük merkezleri bir ağ haline getirerek, konut alanları, turistik destinasyonlar, tarımsal merkezler ve üretken kümelerin bir ağına dönüştürmeyi öneriyor. Bu ağ merkezleri, uydu merkezleri ve banliyö alanlarını içerir ve kurulmuş kentsel alanlardaki trafik yükünü hafifletmeyi amaçlar.
Master plan, nehir kenarı bölgesi, yeşil alanlar ve bir üniversite bölgesi içerir, şehrin manzarasını güçlendirir ve çeşitli rekreasyonel seçenekler sunar. Açık hava kamusal alanlarına güçlü bir vurgu yapılmasıyla, sosyal etkileşim ve toplum katılımı plan boyunca teşvik edilir.
Bu master plan, Yeni Taşkent Şehri’nin sadece ekonomik kalkınmasını değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel zenginliğini artırmayı amaçlamaktadır. Plan, sürdürülebilirlik ilkeleriyle uyumlu bir şekilde, gelecek nesillere sağlıklı, güvenli ve dinamik bir yaşam alanı sunmayı hedeflemektedir.
Önemli bir vurgu, bu master planın sadece fiziksel çevreye odaklanmadığı, aynı zamanda toplumsal bağları güçlendirmeyi ve insanların yaşam kalitesini artırmayı amaçladığıdır. Bu nedenle, kamusal alanların yanı sıra sosyal hizmet ve kültürel etkinliklere yönelik destekleyici önlemler içermesi önemlidir.
Bu master planın hayata geçirilmesiyle, Yeni Taşkent Şehri’nin sürdürülebilir, dinamik ve çeşitli bir kent olma yolundaki kararlılığı pekiştirilecektir.
motivasyon…
Yeni Taşkent Şehri Master Planı’nın 2023 Dünya Mimarlık Festivali’nde finalist olarak seçilmesi, bizim ve ekibimiz için büyük bir onur ve motivasyon kaynağı oldu. Bu prestijli ödül, uzun süren emek ve işbirliğinin bir sonucu olarak görülmekte ve bizi gelecekteki projelerimizde daha da ileri gitmeye teşvik etmektedir.
Öncelikle, finalist olmak, yaptığımız çalışmaların uluslararası düzeyde tanınmasını sağladı. Bu, sadece Yeni Taşkent Şehri için değil, aynı zamanda gelecekteki projelerimiz için daha geniş bir platformda görünürlük elde etme fırsatı sunarak işbirliği ve iş alma şanslarını artırdı.
Ödül süreci, tasarım stratejilerimizi ve planlama yaklaşımımızı dikkatlice değerlendirme ve iyileştirme şansı sundu. Jüri değerlendirmeleri, projemizin güçlü yönlerini belirlememize ve zayıf noktaları daha etkili bir şekilde ele almamıza yardımcı oldu. Bu deneyim, gelecekteki projelerimizi daha stratejik bir bakış açısıyla ele alma ve geliştirme konusunda bize önemli öğretiler kazandırdı.
Ekibimiz, bu başarıyla birlikte daha da motive oldu. Bu ödül, ortak vizyonumuza olan inancımızı güçlendirdi ve gelecekteki projelerimiz için daha yaratıcı ve yenilikçi çözümler bulma konusundaki kararlılığımızı artırdı.
Sonuç olarak, finalist olmak sadece bir ödül kazanmanın ötesinde bir deneyimdi. Bu süreç, projemizi geliştirme, tanıtma ve gelecekteki projelerimizi şekillendirme konusundaki kararlılığımızı artırdı. Aldığımız geri bildirimler ve bu başarı, Yeni Taşkent Şehri Master Planı’nın ötesinde gelecekteki projelerimizi daha sürdürülebilir, yenilikçi ve toplumsal etkisi yüksek hale getirme konusundaki kararlılığımızı güçlendirdi.
deneyimler…
Bizim için WAF, hem GAD Mimarlık Ofisi hem de GAD Vakfı olarak faaliyet gösterdiğimiz bir platform olmanın ötesinde, dünyadaki mimarlık ve inşaat camiasında önemli bir köprü işlevi de gösteriyor. Son on yılda, WAF’ın ve EMAP’ın küresel mimari sahnede oynadığı rolü takip ederek birçok yönde etkileşimde bulunduk. Bu, sadece kendi projelerimizi tanıtmakla kalmayıp aynı zamanda Türkiye’den gelen tasarımları dünya ile buluşturduğumuz bir arenaya dönüştü.
Geçmişte kısa listeye kalan projelerimiz arasında Eskisehir Spa Hotel, AHK Kundu ve Media City projelerimiz var. Aynı zamanda, Koleksiyon ile stant kurarak projelerimizi daha geniş bir kitleye tanıtma fırsatımız oldu.
WAF, sadece global arenada projelerimizi sergilemekle kalmayıp aynı zamanda sektörde öncü isimlerle bir araya gelme fırsatı sunuyor. Bu sayede Sergei Tchoban, Paul Finch gibi önemli mimarlarla önemli röportajlar gerçekleştirdik.
gökhan avcıoğlu
2016 yılında Berlin’de gerçekleşen WAF organizasyonunda deneysel bir öğrenci atölyesinin sonucunda üretilen ve serginin merkezinde yer alan “Waffle Structure” adlı proje ile katıldık. “New City Forms by Domesticity” adlı serginin odağında yer alan “Waffle Structure” projesi, biyomimikri parametreleri ile şekillenen, gelecek merkezli bir kentsel yerleşim modeli sundu ve büyük beğeni topladı.
Aynı zamanda, Media City ile Berlin WAF 2017’de Smart Cities kategorisinde kazandığımız WAFX gibi ödüller, emeklerimizin global arenada takdir gördüğünün bir göstergesi oldu.
2020 yılında pandemi sebebi ile WAF Virtual olarak online platformda Kepez Kapadokya projesi gibi önemli projelerimizi sunduk. Son olarak bu yıl Singapur’da gerçekleşecek WAF 2023’te “New Tashkent City” Projesi ile Future Master Plan kategorisinde yarışıyoruz.
Aynı zamanda “Completed Building Shopping” kategorisinde jüri üyesiyim.
Bu, GAD olarak hem yerelde hem de globaldeki etkimizi artırmak için attığımız adımların bir yansımasıdır.
önemli noktalar…
Global gelişmelerle paralel olarak, ekolojiye ve sürdürülebilirliğe olan ilginin arttığına inanıyorum. Dünya genelindeki çeşitli mimari ofisler ve projeler inşaat sektöründe sürdürülebilirliği birinci öncelik olarak benimsemiştir. Jüri üyeleri, bir projenin ne kadar sürdürülebilir olduğunu değerlendirmeye odaklanacaklardır.
Bu yılın program teması "Catalyst". Mimarlık ve tasarımın faydalı değişim için nasıl bir katalizör olabileceğini, tüm yapılı çevremizde hem bireylerin hem de kurumların yararına etkileşimi nasıl etkinleştirebileceğimizi, hızlandırabileceğimizi veya ilham verebileceğimizi göreceğiz.
ipuçları…
Jüri olarak, değerlendirmem için WAF web sitesinde yer alan inşa edilmiş ve henüz inşa edilmemiş kategorilerdeki projeleri inceledim.
Yarışmanın web sitesindeki projeleri analiz ederek, her birinin arkasındaki kreatif süreçleri, tasarım yaklaşımlarını ve yenilikçi çözümleri daha yakından anlamaya çalıştım. Bu süreçte, projelerin sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel bir perspektiften de nasıl etkileşimde bulunduğunu görmek benim için önemli bir odak noktasıydı.
İncelediğim projeler arasında, öne çıkan konseptler, malzeme kullanımı, çevresel sürdürülebilirlik ve kullanıcı deneyimi gibi kriterlere dayalı olarak belirlediğim kısa listeye alınanlar oldu.
Genel olarak, WAF organizasyonunun global bir platform olması ve farklı coğrafyalardan gelen projelerin bir araya gelmesi, mimarlık dünyasındaki çeşitliliğin ve yaratıcılığın zenginliğini göstermesi açısından benim için son derece bilgilendirici bir deneyim olmuştur.
öneriler…
Bu yıl WAF’ta jüri üyesi olarak görev alırken, tüm finalistlere yönelik bir önerim var: Projelerini değerlendirirken, projenin yapılı çevreye nasıl katkı sağladığını detaylı bir şekilde açıklamalarına odaklanmalarını tavsiye ediyorum. Özellikle, projenizin bulunduğu kente, kent sakinlerine ve bölgenin doğal ekosistemlerine nasıl değer kattığını anlamak önemli.
Finalistlerin projeleriyle yapılı çevredeki değişimi nasıl başlattığını ve hızlandırdığını vurgulamaları gerekiyor. Her bir proje, sadece fiziksel bir varlık değil, aynı zamanda bulunduğu toplum ve çevre üzerinde pozitif etkiler yaratmalıdır.
Jürinin dikkatini çekmek için, proje sahiplerinin sadece mimari açıdan değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve çevresel boyutlarda nasıl bir katalizör olduğunu net bir şekilde ortaya koymaları gerekiyor.
jüri rolü & etkileri…
2013 yılından beri düzenli olarak katıldığım ve jüri üyeliği yaptığım WAF, mimarlık dünyasındaki birçok önemli fikir ve figürle tanışmama vesile oldu.
Geçen yıl Lizbon’da düzenlenen WAF’ta, Singapurlu RT+Q Architects’in Le Corbusier model sergisini görmem, benim için büyük bir ilham kaynağı oldu. Bu sergi, Singapur mimarisinin önde gelen isimlerinden Rene Tan ile gerçekleştirdiğimiz görüşmelerin ardından İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü ile işbirliği içinde, Taşkışla Kampüsü’nde sergilenmek üzere İstanbul’a getirdik. Bu süre zarfında, Le Corbusier’in eserlerini ve etkilerini detaylı bir şekilde inceleme şansı bulduk.
iki farklı perspektif…
Jüri üyeliği ve proje sunumu arasında bana göre belirgin bir fark yok, çünkü her ikisi de WAF’ın enerjisini ve yaratıcılığını paylaşma anlamına geliyor. Hepimiz buradayız, projelerimizi, düşüncelerimizi ve yaklaşımlarımızı ortaya koyuyoruz. Asıl keyifli olan, bazen sunum sırasında, jüri üyeleri arasında ya da Gala Yemeği’nde, resmi olmayan anlarda, iş saatleri dışında hissedilen o gerçek, samimi WAF diyalogu. Birbirimizle etkileşim kurma şansımız, fikir alışverişi yapmamız ve sadece mimarlıkla değil, aynı zamanda insanlıkla ilgili konularda derinlemesine sohbet etme fırsatımız oluyor.