İnşaat sektöründe 2017 yılında birçok firma piyasadan çekilerek kepenk indirme durumunda kaldı. Ama bu zaten yaşanması gereken bir süreç. Hikayesi olmayan, konumunun gerektirdiği ihtiyaçlardan uzak, basmakalıp, çizgisi olmayan projelerin ve bu projelerin müteahhitlerinin ayakta kalamayacağı bir zamanda yaşıyoruz. Ofisimizin sahip olduğu bilgi birikimiyle beraber, çizgisi ve tarzının yurt dışında da kabul gördüğünü görüyoruz. Bununla bağlantılı olarak projelerimizi yurt dışına taşımak en büyük hedefimiz.
En büyük hedefimiz, yurt dışında proje üreten bir firma haline gelmek. Şu anda, özellikle Türklerden yurt dışındaki projelere karşı çok büyük ilgi var. Biz de yurt dışında ev ya da ofis almak isteyen Türklere, Türk yatırımcı ve mimar ile hazırlanmış; hikayesi, malzemesi, projesi düzgün ve bilinen firmalar tarafından, güvenilir bir yatırımcı ile gerçekleştirilen projeler sunmak hedefindeyiz.
Londra, Frankfurt bizim ana hedeflerimiz olarak yer alıyor. Londra’nın Avrupa Birliği’nden ayrılması durumunda Frankfurt’un finans merkezi olarak önem kazanması öngörüsüyle çizgimizi Almanya’ya taşımayı planlıyoruz. Hatta Amerika’da çeşitli projeler üretmek niyetindeyiz. Los Angeles’taki imkanları değerlendirme aşamasındayız. Ofisimizin sahip olduğu bilgi birikimiyle beraber, çizgisi ve tarzının yurt dışında da kabul gördüğünü görüyoruz. Bununla bağlantılı olarak projelerimizi yurt dışına taşımak en büyük arzumuz.
İnşaat sektöründe 2017 yılında birçok firma piyasadan çekilerek kepenk indirme durumunda kaldı. Ama bu zaten yaşanması gereken bir süreç. Hikayesi olmayan, konumunun gerektirdiği ihtiyaçlardan uzak, basmakalıp, çizgisi olmayan projelerin ve bu projelerin müteahhitlerinin ayakta kalamayacağı bir zamanda yaşıyoruz. Bu durum sadece inşaat sektörü için geçerli değil. Kurgusu hayatın içinden olmayan, hikayesiz, yapay hiçbir şey hayatın doğal akışı karşısında duramaz. Her şeyin başı, doğru hikaye kurulumundan, göze ve ruha hitap eden, gerçekten gerekli mekânları ve binaları yapmaktan geçiyor.
Ben başarının dengeli ve zamanlı büyümeden ya da işiniz ile ilgili gerekli ekibi kıvamında tutmaktan geçtiğine inanıyorum. Hedefimiz büyümek değil, daha kapsamlı ve daha başarılı projeler yapmak. Ama her işin üzerine bizzat kendimizin eğildiği, her noktasına hakim olacağımız projeler yapma şeklinden uzaklaşmak istemiyoruz. Çok hızlı büyüyen mimarlık firmalarının dengesini koruyamadığı durumlarda aynı hızla küçüldüğüne şahit olduk.
Seba Office Boulevard, şu ana kadar Sarıyer bölgesi içinde yapılmış en büyük projelerden biriydi. Son dönemde yapılan başarılı projelerden biri olarak Avrupa’da “En İyi Ofis Projesi” ödülünü aldık. İstanbul’da “Sign of the City” ödülüne layık görüldük.
Tahincioğlu İstinye de Sarıyer Belediyesi bölgesinde yapılan, bizim de hemen başında dahil olduğumuz bir proje. Yatırımcı firma proje için bir Amerikan tasarım firması ile anlaşmıştı. Ancak istediği verimi alamayınca, bu bölgede başarılı projeler yapmış olan ofisimize yöneldi. Kısa süre içerisinde bir konsept hazırladık. Yatırımcı firma ile hazırladığımız konsept gayet iyi örtüştü. Bunun akabinde hızla çalışmaya başladık. Yaklaşık iki senedir dış cepheleri, kat planları, iç mekânları, malzeme seçimleri, sosyal tesisi, satış ofisi ve örnek daireleri ile her türlü tasarımı ofisimize ait projede başarılı bir noktaya geldik. Ruhsat konusunda bize yardımcı olan başka bir mimarlık ofisi daha var. Birlikte gayet uyum içerisinde çalıştığımız firmanın da büyük katkısı ile ruhsat alındı. Ardından Eylül ayında satışına başlandı. 550 bağımsız bölümden oluşan, yaklaşık 55 blok, otoparklar ve sosyal tesisler ile birlikte 400.000 m2’ye yakın inşaat alanımız var. 2,5 sene boyunca böyle bir projede yer almak bize çok şey kattı. Bizim için adeta bir okul oldu. Ofisimiz ciddi bir ekip ile hala uygulama projeleri ve bağlantılı iç mekân detayları üzerinde çalışmaya devam ediyor.
Maya grubu ile beraber Kemerburgaz’da lüks rezidans projesi yapıyoruz. Bu proje üç etaptan oluşuyor. Üç etaptan ikisinin projesi şu an çizilmiş durumda. Üç etabın da tamamlanması durumda yaklaşık 85.000 m2 satılabilir alan oluşuyor. Burada yüksek binalardan ziyade; yaklaşık 6,5 m kotunda, çatısıyla eğimden kazanılan, bodrum katıyla beraber üç ile dört kat arasında değişen yapılaşmaya sahip bir proje tasarladık. İstinye projemize göre metrekareleri biraz daha kompakt ama genç yaşama uygun, bahçe ile birleşik, içinde çok iyi bir peyzajı olan, son derece güzel tasarlanmış cepheleri ve kat planları ile birlikte Maya’ya yakışır bir proje olması için çalışıyoruz. Şu anda bu proje satışa çıkmak üzere. Ayrıca satış ofisi olarak kullanılacak olan sosyal tesisi ve ilgili hafriyatlara devam ediyoruz. Bu proje de İstinye projesi gibi iç mimarisi, kat planları mimarisi ve hatta ruhsatı ile birlikte ofisimiz tarafından tasarlandı ve takip ediliyor.
