Sahip olduğumuz doğal kaynakların korunması ve gelecek nesillere aktarılması kaygısı ile geleceğin mekanlarını tasarlarken artık dünya doğaya saygılı olmayı benimsemeye, bu konuya özen göstermeye, bilinçlenmeye başladı. 2017 senesinde de bu yaklaşımları yansıtan tasarımlar ile karşılaştık. Bu sene de dahil olmak üzere daha yeşil, doğaya daha saygılı, karbon izi sıfır binaların üretilmeye devam edileceğini düşünüyorum. Türkiye’de son yıllarda mimari projelere oranla iç mimari projeler çok daha hızlı gelişti. İşveren mimari projeye değer vermenin kattığı katma değerin farkına vardı. Bizim projelerimiz de hem Türkiye pazarında hem de global ölçekte giderek gelişmeye, değer kazanmaya ve ön plana çıkmaya başladı. 2017’de bu durumun mimarlık dünyasındaki yansımalarına şahit olduk, 2018 yılında da deneyimlemeye devam edeceğiz.
Türkiye’de son yıllarda mimari projelere oranla iç mimari projeler çok daha hızlı gelişti. İşveren, mimari projeye önem vermenin kattığı katma değerin farkına vardı. Bizim projelerimiz de hem Türkiye pazarında hem de global ölçekte giderek gelişmeye, değer kazanmaya ve ön plana çıkmaya başladı. 2017’de bu durumun mimarlık dünyasındaki yansımalarına şahit olduk, 2018 yılında da deneyimlemeye devam edeceğiz.
Öte yandan, dünyadaki mimari anlayış uzun süredir çok sesli bir mimari. Belirli bir akım, belirli bir mimari anlayış yok. Aslında mimaride de genel anlayış, her alanda olduğu postmodern döneme kadar genelde tek sesliydi. Postmodern dönemde bu durum çok sesli bir hal aldı. Esasında bu çok sesli olma hali de bize zenginlik katıyor. Özellikle 2000’lerden sonra çoğulcu bir ortam oluştu. Belirli kalıplarla sınırlanan tasarımlar değil, yapıları şekillendiren özgür formlar var. Bu çoğulcu ortam içerisinde her mimarın çizgisi birbirinden farklı, o yüzden bugün birbirinin tekrarı olmayan farklı işler ortaya koyuluyor. Bu akımlar gittikçe kuvvetlenerek 2018’de de devam edecek. Yeni projelerimizle birlikte biz de bu çoğulcu ortam içerisinde yeni tasarımlarımızı ortaya koymaya devam edeceğiz.
Mimari değişimleri ve değerlendirmeleri yıllık bazda yapmak çok zor. Çağın getirdiği değişikliklere adapte olabilme hali beraberinde yeni tasarımları, yeni yaklaşımları getiriyor. Böyle değerlendirmeleri bulunduğumuz dönem içerisinde, mimarinin gittiği yön olarak yapmak lazım. Çünkü mimarlık çağ ile birlikte gelişen ve değişen canlı bir olgu. Bu sebeple biz de 2017 senesinde mimari trendi takip ettik, çözümlemelerimizi ve tasarımlarımızı bu gerekliliği baz alarak geliştirdik. Ancak spesifik olarak, bu sene içerisinde ön plana çıktığını düşündüğüm, sürdürülebilir tasarım ve sağlık konuları mimarlık dünyasında baskın bir şekilde irdelendi.
Dünyadaki hızlı nüfus artışı beraberinde hızlı yapılaşmayı getirdi. Bilinçsiz yapılaşma doğada ciddi tahribatlara sebep olurken, insan sağlığı her geçen gün biraz daha tehdit altına girdi. Her bir yapı için yapım aşamasından başlayarak, kullanım ve yıkım aşamalarında büyük bir enerji tüketiliyor, bilinçsiz harcanan bu enerji dünyaya ve kişilere zarar veriyor. Bu yüzden de “sürdürülebilirlik’’ ve “sağlık” kavramları bizler için çok önemli bir kavram haline dönüştü.
Sahip olduğumuz doğal kaynakların korunması ve gelecek nesillere aktarılması kaygısı ile geleceğin mekanlarını tasarlarken artık dünya doğaya saygılı olmayı benimsemeye, bu konuya özen göstermeye, bilinçlenmeye başladık. 2017 senesinde de bu yaklaşımları yansıtan tasarımlar ile karşılaştık. Bu sene de dahil olmak üzere daha yeşil, doğaya daha saygılı, karbon izi sıfır binaların üretilmeye devam edileceğini düşünüyorum.
2017 senesindeki projelerimizden bahsedecek olursak: Sene başında uluslararası bir platformun yarışması sonucunda dünyanın en iyi 25 ofisinden biri seçilen British American Tobacco İstanbul Genel Müdürlüğü projemizin tasarım ve şantiye aşamasını tamamladık. Bahsetmiş olduğum prensiple geliştirilen bu tasarımımız LEED Platinium sertifikasına layık görüldü. Yine British American Tobacco firmasının Kenya’daki genel müdürlük projesi tasarımını sene sonunda tamamladık.
Koçfinans’ın Çamlıca İş Merkezi’nde yer alan 1.700 m² alana sahip genel müdürlüğünün tasarım ve uygulama aşamalarını bitirdik. Tasarımı yine tarafımızca yapılan ve şu anda şantiyesi devam etmekte olan 36.000 m² alana sahip Yıldırım Holding Genel Müdürlüğü, Vadistanbul’da yer alan 12.000 m² alandaki Socar Genel Müdürlüğü ve 9.000 m² alandaki Kale Kilit Genel Müdürlüğü ve Lila Kağıt Genel Müdürlüğü projelerimiz gündemimizdeydi. Arçelik A.Ş.’nin Türkiye genelindeki işletme ve genel merkezlerinin dönüşümü kapsamındaki tasarım ve projelerimiz 2017 senesinde devam etti, 2018 senesinde de kapsam ve ölçekleri ile bağlantılı olarak devam edecek. Öte yandan yurt dışında Bakırküre Architects bünyesinde; Tosyalı Holding’in Cezayir’de tasarım ve uygulaması tarafımızca yapılan 4.500 m² proje alanında yönetim binası ve 12.000 m² alana sahip Oran Camii projelerimizin inşaatı sene sonu itibari ile tamamlandı.
