2018 ve 2019 arasında mimarlıktaki farkları aramak yerine, projelerin nasıl ortaya çıktığı konusunda devam eden devrime değinmek istiyorum. Bu devrim iki temel bileşene sahip: Birincisi yeni inşa edilmiş binalardan mevcut binaları yenilemeye doğru bir kayma. İkincisi ise geleneksel mimar - müşteri ilişkisinin tehdit ve fırsatlarla dolu çok boyutlu bir tedarik süreci ile yer değiştirmesi. 2019’da bu devrimin bir parçası olan Viyana’daki Althan Mahallesi veya Karlsruhe’deki Staatstheater gibi birçok proje üzerinde çalışıyoruz.
2019’da bahsettiğim devrimin bir parçası olan Viyana’daki Althan Mahallesi veya Karlsruhe’deki Staatstheater gibi birçok proje üzerinde çalışıyoruz.
Öncelikle bu projeler, üstlendiğimiz rolün bir tür vitrin objesi yaratmak yerine var olanı yeni bir şeye dönüştürmeden önce onu analiz edip anladığımız yenileme projeleri. Pek çokları Althan semtini 70’lerden kalma, köhne, içine kapanık bir yer olarak görüyor. Bizse ideal bir yapısal ızgara (yatay ve dikey) sistemine sahip heyecan verici bir altyapı merkezi görüyoruz ve amacımız bu bölgeyi kentin yeni, uygun, dışa dönük bir parçası haline getirmek. Yıkarak ve “yenisini inşa ederek” değil, olduğu gibi kabul edip “üzerine koyarak.”
İkincisi, bu tür projeler yeni tedarik sürecine örnek teşkil ediyor. Ortaklarımız artık (meşru) ticari gündemleri olan müşteriler değil, her birinin kendi talebi (genellikle eşit derecede meşru ancak çoğu zaman uyumsuz) olan çok sayıda paydaş – politikacılar, planlayıcılar, komşular ve çevreciler.
Ancak bu bir şikayet değil. Tam aksine! Artık projeler değil süreçler söz konusu ve her sürecin bir lidere ihtiyacı vardır. Çok yönlü “Rönesans insanı” olduğumuza inanarak eğitilmiş olan biz mimarlar, bu rol için en iyi adaylar değil miyiz?
2018 ve 2019 arasında mimarlıktaki farkları aramak yerine, projelerin nasıl ortaya çıktığı konusunda devam eden devrime değinmek istiyorum. Bu devrim iki temel bileşene sahip: Birincisi yeni inşa edilmiş binalardan mevcut binaları yenilemeye doğru bir kayma. İkincisi ise geleneksel mimar – müşteri ilişkisinin tehdit ve fırsatlarla dolu çok boyutlu bir tedarik süreci ile yer değiştirmesi.
2018’de Çin’de inşa ettiğimiz birçok proje statükoyu (devrim öncesi durum) bünyesinde barındırıyor. Foshan Cennet Dağı veya Taiyuan Botanik Bahçesi gibi projeler, tasarım (100 metre uzunluğundaki yapısal ahşap kubbeler) ve siyasi gündem (dünyanın en büyük ekonomisinde iklim değişikliğinin gündeme alınması) açısından son teknoloji ürünü. Ancak bu projeler geleneksel şekilde ortaya çıktılar: Vizyoner bir mimar, vizyoner bir müşteriyle; her iki tarafa da kazanç sağlayan ortak bir çözüm bulmak için iş birliği yaptı.
