2018’e baktığımızda sürdürülebilirliğin kesinlikle tasarım dünyasındaki en büyük trendlerden biri olduğunu söyleyebilirim. İnsanlar; otantik, gerçekçi materyallerle çalışmakla daha fazla ilgileniyorlar. 2019 yılında 2018’deki trendlerin, özellikle kamuoyu tartışmalarında gitgide belirgin hale gelerek, sürdürülebilirlik ekseninde daha da güçleneceğine inanıyorum.
2019 yılında 2018’deki trendlerin, özellikle kamuoyu tartışmalarında gitgide belirgin hale gelerek, sürdürülebilirlik ekseninde daha da güçleneceğine inanıyorum. Her zaman daha bilinçli şekilde yapılan ürünlere tasarlama sürecinin de eşlik edebileceği düşüncesiyle yapılan tasarımlar daha anlamlı olacak.
Şu an Milano’da bazı yeni ürünler üzerinde, iş birliğine henüz başladığımız yeni bir İtalyan markasıyla, aynı zamanda Green Mood’la şehir merkezinde (Fuorisalone’da) piyasaya sürülecek yeni koleksiyonlar için çalışıyoruz. Bu yıl Milano merkezli Bonaldo, ikonik “Big Table” tasarımımızı 10. yılına özel edisyonunun lansmanıyla kutlayacak.
Ayrıca mayıs ayında NY’de bir kısmının piyasaya sürüleceği, baston ve ahşap gibi doğal malzemelerle yeni bir parça üzerinde çalışan çok güzel bir İngiliz markasıyla iş birliğine başladık. Son 9 yıldır haziran ayında Şikago’da, Neocon’da başlatılacak yeni koleksiyonlar için Buzzispace ile tekrar iş birliği halindeyiz. Ayrıca artık XL Boom ile çalışma şansına sahip olduğumuz için, şu anda çok eğlenceli olan birkaç yeni küçük ürün koleksiyonu tasarlıyoruz, çünkü genel olarak çok daha büyük ürünlerde çalışma eğilimindeyiz.
2018’e baktığımızda sürdürülebilirliğin kesinlikle tasarım dünyasındaki en büyük trendlerden biri olduğunu söyleyebilirim. İnsanlar; otantik, gerçekçi materyallerle çalışmakla daha fazla ilgileniyorlar. Örneğin, seramik veya pişmiş toprak gibi güçlü malzemelerin geri dönüşü söz konusu. Tasarımcılar, ürünü daha benzersiz ve sıcak hale getiren, el yapımı hissi yaratan kusurları daha kolay kabul ediyor. İnsanlar malzemeleri, dokuları hissetmek istiyor.
Ayrıca, minimalizmin güçlü bir geri dönüş yaptığı bir dönemdeyiz, 2019 aynı zamanda Bauhaus hareketinin 100. yıl dönümüne denk geliyor. Giderek daha fazla tasarımcı; ürünlerini güçlü, fonksiyonel ve hafif grafiksel şekillerle tanımlıyor. Bu, 50’li ve 60’lı yılların modernizmine zaman zaman çok yaklaşan, akıllıca bir estetik anlayışı.
Fakat post-modernist etkiler, 80’lerden daha yaygın olarak ele alındığı için estetik dokunuşlarla daha da güçleniyor, diğer yandan brütalist mimarinin geometrisinden ilham alıyor. Bu yüzden, farklı yaratıcıların birbirini etkilediği ve hatta çoğu zaman birbirine karıştığı bir dünyada yaşamaya devam ediyoruz.
Bizim açımızdan 2018, insanların günlük yaşamını iyileştirmek için çeşitli şekillerde denediğimiz pek çok projemizin lansmanına şahit oldu. Daha insancıl, daha resmi ve daha akıcı bir şekilde hem onlarla iç içe olmaya hem de birbirleriyle uyum yakalamalarını sağlamaya çalışıyoruz. BuzziBracks for Buzzispace gibi çok yenilikçi bir konsepte sahip olan, ayakta duran yapılar ve perdeler bütüncül alanları tanımlamak için kullanılıyor. Ayrıca konforlu BuzziSpark ile ortak alanda rahatlığı yeniden tanımlamaya ve yenilikçi akustik detaylara sahip BuzziHat ve BuzziZepp ile mekânların akustik performansını iyileştirmeye çalıştık.
Green Mood tarafından geliştirilen teknolojiyi, sulama veya bakım için duvardan ayrışmasına ihtiyaç duyulmayan, doğal haliyle korunabilen bitkilerden yeşil duvarlar oluşturmak için tasarladığımız G-Line koleksiyonunu da aynı şekilde alanlara yenilikçi bir şekilde yeşillik getirebilmek için kullandık. Fikir, insanların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlamaya ve mimarlara daha insancıl alanlar yaratma imkanı vermeye dayanıyor.
Bonaldo ile beraber, tarihteki ilk geri dönüşümlü malzemelerden biri olan Venitian Terrazzo’yu kullanarak insanları onlarla oynamaya teşvik eden bazı eğlenceli sehpalar tasarladık. İnsanlara tasarımlarımızla etkileşime girme şansı verdiğimiz bu eğlenceli mantığı, XL Boom için tasarladığımız küçük Orbital mumluklarımızda ve ayrıca sıra dışı bir tasarıma sahip Plateau Suisse adlı peynir tabağımızda da kullandık.
Vincent Sheppard ile beraber, koleksiyonun geri kalanı gibi görünür metal kısımları rattan örgüyle harmanlayan Wicked sandalyemizle endüstri ve doğayı birbiriyle buluşturmaya devam ettik.
2018 yılında, aynı zamanda bir vale olarak da kullanılabilecek Geoffrey aynamızın lansmanında Ligne Roset ile iş birliği yaptık: Tasarım, ilk bakışta göründüğünden daha az sade ve hızlı bir şekilde en çok satan ürün haline gelen güçlü ve grafik bir parça.
