Çalışma alanı tasarımı, çalışanların iş akışının yanı sıra organizasyonun tasarlanmasıyla da ilgili. Hedeflerimiz neler, neye inanırız, en iyi, en etkili şekilde nasıl çalışırız? Bunu destekleyen bir iç mekan tasarımı, işlerin yolunda gitmesine yardımcı olur…
Konut projelerinde, peyzaj düzenlemesi çalışmalarımda genellikle yapının çevresindeki dokulardan esinlenmeyi tercih ediyorum. Mevcut doku içerisinden, oluşturduğum tasarım ile en iyi şekilde örtüşen bitki ve düzenleme detaylarını projeye yansıtıyorum…
Peyzajın diğer tasarım disiplinlerinden en önemli ve belki en değerli farkı, mimaride sadece cansız malzemelerle bir eser yaratılırken, peyzaj projelerinde cansız malzemelerin yanı sıra yaşayan, doğal bitkilerle mekan yaratabilmenin ve zamanı kurmanın olağanüstü ayrıcalığı…
Kamusal alan her zaman sürprizlere açık bir mecra. Genelde tasarladığınız durum gerçekte olanla örtüşmeyebiliyor. Bu anlamda kamusal alanlar kullanım çeşitliliği açısından oldukça dinamik mekanlar…
Yapı yoğunluğunun çok yüksek, peyzaj alanlarının kısıtlı olduğu bir projede, yapıyı peyzaj ile ilişkilendirmek bir nebze zorlaşıyor. Bu tip durumlarda peyzajı mimarinin içine enjekte etmek geçerli bir yöntem olabiliyor…
Renk, bina veya iç mekan estetiği için kavramsal fikirle doğrudan bağlantılar oluşturmamızı ve binanın tarihi mirasıyla bağlantı kurmasını sağlar. En kentsel bölgelerde bile renk üzerinden doğayla kurulan bağı güçlendirebiliriz. Duygu ve bağ, zamana ve mevsime kolaylıkla adapte olabilen bir renkle yükseltilebilir…
Mimarlıkta renk bir tasarım elemanı ve diğer tasarım elemanlarının fiziksel özelliklerinden biridir. Renk; nesneleri görünür ya da görünmez kılar; ona dair boyut, ağırlık ve uzaklık algısını etkiler; onları ayrıştırmaya, kodlamaya yardımcı olur; nesneye dair bilgi iletir; boyut, katman ve derinlik algısını destekler…
Rengi yalnızca malzemeyle uyumlu olduğu durumlarda kullanırım, aksini zorlamam. Örneğin, 2016 yılında Montblanc’ın dünya çapında uygulanacak mağaza konsepti için tasarladığım beyaz duvarlar, kalem üreten marka ile iş birliği yaparken akılda tutulması gereken doğal ve tamamlayıcı bir unsur olan kağıdın dokusundan ilham aldı…
Renk, mekan algısını etkileyen en önemli unsurlardan. Tasarım sürecinde seçilen renk, kullanıcıların mekanı değerlendirmesinde ilk etken. Örneğin koyu renklerin hakim olduğu bir mekan; kimine göre derinlikli, soft ve rahatlatıcı gelirken; bir diğerinde karamsar bir etki bırakabilir…
Rengin form ile birlikteliğinin tasarımın bütünlüğünü sağladığına inanıyorum ve bu nedenle çoğu projemizde, işverenimizi ikna edebildiğimiz oranda cesur renk kullanımını tercih ediyorum. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, cesur renk kullanmak isterken yanlış renk kullanımına düşmemek…
Sosyal ve kültürel projelerde, özellikle okul ve eğitim binalarında renk kullanmak olumlu sonuçlar veriyor. İster yerel bağlamı anlayıp ona yanıt verebilmek ya da yön bulmaya yardımcı olmak ister bağlılık ve aidiyet duygusu sunmak olsun, renk seçimi hayati öneme sahip…