Geçen yıl, yapı dünyasının geleceği ile ilgili acil sorunlara çözüm bulma yolunda mimari ve kentsel tasarımda önemli bir değişime şahit olduk. Bu değişim sürdürülebilirliğe, çevreye ve esnekliğe yeniden hayat verilmiş ve daha bütünsel bir yaklaşım içeriyordu. Bana kalırsa, mesleğin odak noktaları son yıllarda gelişen temalarla 2019’da büyük ölçüde devam edecek. Ancak, emeklerimizin meyvelerini inşa edilmiş gerçek projelerle yavaş yavaş toplayacağımızı düşünüyorum.
Bana kalırsa, mesleğin odak noktaları son yıllarda gelişen temalarla 2019’da büyük ölçüde devam edecek. Ancak, emeklerimizin meyvelerini inşa edilmiş gerçek projelerle yavaş yavaş toplayacağımızı düşünüyorum. Örneğin, birkaç yıldır “yeni çalışma” (new work) konseptini araştırıyoruz ve 2015’te Amsterdam’da Booking.com için, şu anda yapım aşamasında olan bir şehir kampüsünü yeni genel merkez olarak tasarladık. Bu proje tamamlandığında, geleceğin çalışma biçimini gerçekten örnekleyen ilk büyük ölçekli ofis projelerinden biri olacağına inanıyorum. Eğitim sektöründe, yakında eğitim kurumlarının geleceği için de aynı rolü üstlenecek projeler üzerinde çalışıyoruz. Bununla birlikte, bugün tasarladığımız ve inşa ettiğimiz projelerle ilgili ilginç olan şey, bütünsel olarak çok farklı temel unsurları bir araya getirmeleri. Bahsettiğim sürdürülebilirlik, döngüsellik, kullanıcı merkezli tasarım stratejileri, teknoloji entegrasyonu gibi temaların tümü tasarım sürecinin bir parçası haline gelmiş durumda ve tüm bunlar fütüristik tasarım ve inşaatı mümkün kılmak için biriktirdiğimiz bilgilere dayanıyor.
Ancak UNStudio’da şu anda geliştirmekte olduğumuz, yakın gelecekte bu alanda daha önemli olacağını düşündüğüm bir diğer araştırma ve tasarım alanı var: Yeni ürünlerin araştırılması ve geliştirilmesi. Son zamanlarda, İsviçre’den Monopol Colours iş birliğiyle, “En Havalı Beyaz” (The Coolest White) adlı yeni bir dayanıklı boya geliştirdik. Bu yeni boya, binaları ve kentsel yapıları aşırı güneş ışınlarından koruyor, ayrıca korozyona karşı olağanüstü koruma sağladığı için binaların ömrünü uzatabiliyor. Bunun yanı sıra geçen yıl UNSense’te, bir binanın her cephesinin güneş enerjisi tasarrufunu mümkün kılarken özel tasarımlara olanak tanıyan, tamamen yeni bir entegre PV cephe kaplama sistemi (Solar Visuals) başlattık. Bu tarz amaca yönelik ürün tasarımının, mimarların bilgisine katkıda bulunabilen ve bulunması gereken bir alan olduğuna inanıyorum.
Fakat asıl umudum, 2019’da Brainport Smart District gibi deneysel projeler gerçekleştirmeye istekli belediyeler ve geliştiriciler görmemiz yönünde. Bu tür projelerin ilerlemeyi hızlandırmanın en iyi yolu olduğuna ve bu gelişmeler sayesinde neyin işe yarayıp neyin yaramadığını gerçekten öğrenebileceğimize inanıyorum. Bunun gibi projeler, pek çok opsiyon sunarken uzmanların gerçek yaşam testi ortamında birlikte çalışmasını ve böylece birlikte yaparak öğrenmelerini sağlıyor.
Geçen yıl, yapı dünyasının geleceği ile ilgili acil sorunlara çözüm bulma yolunda mimari ve kentsel tasarımda önemli bir değişime şahit olduk. Bu değişim sürdürülebilirliğe, çevreye ve esnekliğe yeniden hayat verilmiş ve daha bütünsel bir yaklaşım içeriyordu. Ancak; geleceğe dair nasıl yaşadığımız, çalıştığımız, öğrendiğimiz, hareket ettiğimiz, boş zamanımızı ne şekilde harcadığımız ve bu tipolojiler için, gelecekte nasıl tasarım yapacağımızla ilgili değişen trendleri gözlemlemeye yönelik daha pozitif ve kayda değer bir ilgi vardı. Neyse ki, sektörde büyük ölçüde son kullanıcılara ve onların ihtiyaçlarına odaklanmak konusunda bir değişim söz konusu. Aynı zamanda, daha önce danışılmamış alanlardan çok çeşitli uzmanlar ekiplerimizin bütünleşmiş ve vazgeçilmez bir parçası olurken, yeni teknolojilerin ve verilerin dahil edilmesi yoluyla yapı dünyasının nasıl geliştirileceği sorusu, öncelikli ve gerçek bir konu haline geldi. Aynı zamanda birkaç yıldan beri odaklandığım bir konu olan sağlığın, sektörün endişe duyduğu konulardan biri haline geldiğini görmek beni çok mutlu etti.
UNStudio’daki 2018 çalışmamız bu değişimleri büyük ölçüde yansıtıyordu. Amsterdam için yeni bir teleferik sistemi, geleceğin Hyperloop istasyonları, bir Sosyo-Teknik Kent (Lahey’de bir test sahasında bulunan) ve 2030 yılına kadar tamamlanması planlanan Hollanda, Helmond’da tümüyle eşsiz ve geleceğe yönelik deneysel, yeni bir konut ve iş bölgesi olan son derece esnek bir kentsel plana sahip Brainport Akıllı Bölge için çeşitli vizyonlar ve çalışmalar tasarladık.
Ancak bizim için bir o kadar heyecan verici olan şey teknoloji entegrasyonu zorluğunu çok ciddiye almamız oldu. Bununla birlikte mimarlık pratiğinin geleneksel yapısı yüzünden mimarların bu alandaki bilgileriyle yeni teknolojiler geliştirmek için gerekli altyapıya sahip olmadıklarını hızla fark ettik. Bu sebeple geçen yıl ipleri elime aldım ve UNSense denilen mimari – teknoloji odaklı bir kardeş şirket kurdum. UNSense, öncelikle yapı dünyası için kullanıcı merkezli teknolojik çözümler bulma ve geliştirmeye odaklanırken son 30 yılda UNStudio’da oluşturduğumuz tasarım bilgisi ve deneyiminden yararlanıyor.
